ALLAH KORKUSUNUN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

ALLAH KORKUSUNUN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE ÖNEMİ  Değerli Okurlarımız! Güzel ülkemizin neredeyse %99'u Müslüman olduğu halde Allah'a inanan Müminler arasında her gün korkunç olaylar oluyor

ALLAH KORKUSUNUN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE ÖNEMİ 

Değerli Okurlarımız!

Güzel ülkemizin neredeyse %99’u Müslüman olduğu halde Allah’a inanan Müminler arasında her gün korkunç olaylar oluyor. Bizimde tahminimiz bunun sebebi Allah korkusunun gönüllerde eksik olmasıdır. Şeytanın ve nefsimizin tesiriyle bir gün O’nun huzuruna çıkacağımızı ve hesap vereceğimizi zaman zaman unutuyoruz. Bu haftaki konumuzu bu konuya ayıralım istedik.

Yüce Rabbimiz, Kuran-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

“Ey İman Edenler! Allah ’tan korkun ve herkes, yarın için göndermiş olduğuna baksın. Hem Allah ’tan korkun; çünkü bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”( Haşr Suresi, 59/18.)

Allah ’tan gerçek manada ve hakkıyla korkmak, insanı dünya ve ahiret saadetine kavuşturur. Allah korkusu her türlü iyiliğin, faziletin, hikmet ve adaletin başıdır, kaynağıdır.

Kuran-ı Kerim’de pek çok ayet, bu konu ile ilgili ifadelerle dolu... Bu korkunun esası: Allah ü Teâla’nın her şeyi bildiği, gördüğü, duyduğu ve bir gün bunların hesabını soracağı esasına dayanır. Yapılan hiçbir iyilik veya kötülüğün zayi olmayacağı, hiçbir mücrimin hesap ve cezadan kurtulma şansının bulunmayışı, Allah’ın azabının çetin ve önüne geçilmez oluşu, bu korkuyu meydana getirir.

Allah ’tan gerçek anlamda korkan insan da Allah ’tan korkmakla O’nun merhametine sığınacak ve emirlerine teslim olacaktır.

Aslında Allah korkusu; Allah ’a karşı hürmet ve tazim manasınadır. Bir kimsenin düşmanından hissettiği korku manasına değildir. Allah korkusu, Allah ’ın emirlerine itaat, nehiylerinden çekinmek şeklinde tecelli ederse makbuldür. Allah korkusunun da, Allah sevgisinin de bir başka yoldan izahı yoktur.

Kuran-ı Kerim’de Lokman (a.s.)’ın oğluna yaptığı nasihat anlatılır. Hazret-i Lokman, Allah korkusunu anlatırken der ki:

“Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.”( Lokman Suresi, 31/16)

 

GÜNAHA GİRMENİN ALTI ŞARTI

Günahlarından kurtulmak için çareler arayan ve kötülüklerden kendini alamayan bir mümin, İbrahim Ethem’e başvurmuş. Adam:

-    Efendi Hazretleri, ben günahlarından dolayı elem ve keder çeken biriyim. Ne olur bana biraz nasihat et de, bir türlü terk edemediğim şu günahlarımdan vazgeçeyim, gönül huzuru içinde sürdüreyim hayatımı!

Büyük veli bakmış adamın yüzüne, samimiyet derecesine. Sonra şöyle demiş:

-    Sana altı tane nasihat vereceğim, eğer bunları tutarsan vicdan azabı veren günahlarını kolayca terk edersin.

Adam heyecanlanmış:

-    Altı tanecik nasihatte ne var ki, sen buyur, hemen tutarım.

İbrahim Ethem’ de başlamış anlatmaya:

1-    Sen demiş, günah işleyeceğin zaman iyi düşün, kendisine karşı isyan edeceğin zatın mülkünde oturma, çık git. O’nun dışında işle günahını!

Adam şaşırmış, gülümsemiş:

-    Bu mümkün mü? O’nun mülkü olmayan yer var mı ki? Sen ötekini söyle.

2-    Günaha cüret edeceğin zaman iyi düşün. İsyan edeceğin zatın sana verdiği rızkı da yememeye söz ver, ondan sonra isyan et!

-    Bu da mümkün değil. Ben O’nun verdiği rızkı yemeden nasıl yaşarım? Başka rızık veren yok ki, onunla yaşayayım. Sen ötekini buyur.

3-    Günah işleme fikri gelince Allah ’ın görmeyeceği yere git. Allah ’ın hükmünün geçmeyeceği bir yerde işle. Ta ki hesap verirken, ben günahı başkasının mülkünde, senin hükmünün geçmediği bir yerde işledim, diyebilesin.

-    Bu nasıl mümkün olur? Allah ’ın görmeyeceği yer yok ki oraya gideyim.

-    Peki demiş İbrahim Ethem, mülkünde oturduğun, verdiği rızkı yediğin zata, hem de O’nun murakabesi altında isyan etmek reva mı?

İbrahim Ethem de devam etmiş:

4-    Azrail gelince karşı koy ve de ki: “Benim kılınacak kaza namazlarım, ödenecek kul borçlarım var. Mühlet ver de onları kılayım, o borçları ödeyeyim, ondan sonra gel!?”

-    Bu da mümkün değil. Ecel gelince durdurmak olur mu? Azrail’in şimdiye kadar kim durdurabilmiş ki ben durdurayım? Ölümün ileri veya geri alınmayacağını bilmiyor musun ya İbrahim? Sen ötekileri buyur.

5-    Kabre girince gelen sual meleklerine de ki: “Ben sizi tanımıyorum, suallerinize de cevap vermiyorum, çekilin gidin buradan!”

-    Buna kimin gücü yeter? Böyle diyecek bir babayiğit henüz anasından doğmamış. Sen ötekini buyur.

6-    Mahşer yerine varınca sevap ve günahlarının tartıldığı sırada, terazinin günah tarafına bak, günahın fazlasını al götür, kimsenin görmeyeceği bir yere sakla. Böylece günahından kurtul.

-    Bu mümkün mü? Melekler var, koskoca mahşer halkı orada. Tek günahımı bile bağışlamazlar bana. Hepsi de terazinin gözünde tartılır, benden hesabını sorarlar.

-    Öyle ise, demiş İbrahim Edhem. Azrail’i durduramıyorsun, sual meleklerine karşı koyamıyorsun, hesabını vereceğin günahlarının tekini dahi saklayamıyorsun, günaha nasıl cesaret ediyor, nasıl işliyorsun, reva mı bu?

Adam ellerini kaldırmış:

-    Teslim! Ya İbrahim, teslim, demiş. Bundan sonra günah işleyeceğim zaman bunları tek tek hatırlayacağım, sonra da nefsime diyeceğim ki:

-    Ey nefis! Mülkünden dışarı çıkacaksan, verdiğin rızkı yemeden yaşayacaksan, görmediği yeri bulacaksan, Azrail’e dur diyeceksen, sual meleklerini kovabileceksen, günahlarından fazla gelen kısmı saklayabileceksen ben de seninleyim, işleyelim günahı. Bunları yapmaya muktedir değilsen ey nefis, hiç boşuna uğraşma, sana günah falan işletmem, otur oturduğun yerde?

Kıymetli Okuyucularımız!

“En güçlü zabıta kuvveti Allah korkusudur” Vicdanlara bu duygu yerleşince toplumda haksızlık, yolsuzluk, ahlâksızlık kalmayacaktır. Çünkü:

Allah ’tan korkan bir tüccar, müşterisini aldatmayacaktır.

Allah ’tan korkan bir işveren ücretliye, ücretini alnının teri kurumadan verecektir.

Allah ’tan korkan bir amir, memuruna zulmetmeyecektir.

Allah ’tan korkan bir memur aldığı maaşını helal ettirme gayreti içinde olacaktır.

Özetle, Allah ’tan korkan bir Müslüman mesleği ne olursa olsun, hiçbir zaman haksızlık ve yolsuzluk yapmayacaktır. Başka bir sayıda buluşmak dileği ile Allah’a emanet olunuz. Ramazan ayı hepimiz hakkında hayırlara vesile olsun.