Allah Resulünden çağımıza önemli Uyarılar

Allah Resulünden çağımıza önemli Uyarılar    Değerli Okurlarımız! Bu haftaki makalemizde  ''Fiten'' hadisleri olarak geçen ve '' Öyle bir zaman gelecek ki'' diye başlayan ve çağlar ötesine ve günümüze

Allah Resulünden çağımıza önemli Uyarılar

 

 Değerli Okurlarımız!

Bu haftaki makalemizde  ‘’Fiten’’ hadisleri olarak geçen ve ‘’ Öyle bir zaman gelecek ki’’ diye başlayan ve çağlar ötesine ve günümüze hitap eden sözlerinden bahsedeceğiz.

"Bir zaman gelecek ki..." şeklindeki ifâdelerle başlayan bu hadisler asr-ı saâdeti ta'kîb eden dönemden itibaren baş gösterecek fitneleri haber vermekte ve ümmete uyarılarda bulunmaktadır.

"Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!" (Buharî, Büyû; 7) İslâm, hukuk-ı ilâhîden sonra kullar hukuku üzerinde çok durmuş ve kazancın helâl olmasını istemiştir. Çünkü yenilen lokma her zaman insanın davranışlarına etki eder. Haram lokma yasak davranışlara; yasaklanan fiiller de, haram lokmaya sebep olur. Bu yüzden insanın boğazından geçen lokmasının helâl olması çok önemlidir. Helâl lokmayla beslenen vücuddan meşrû davranışlar sâdır olur. Halk arasındaki "Yılan çıktığı deliğe girer" sözü bu mânâyadır.

 

Günümüzde köşe dönmekten başka bir düşüncesi olmayan, bu yüzden haram-helâl demeden hortumlayan insanları gördükçe insan bu hadisin hükmünün zâhir olduğu zaman bu zaman mı diye düşünüyor.

 

"Öyle bir zaman gelecek ki okuma meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler ise azalacak ve bu sûretle ilim çekilip alınacak." Hâkim, Müstedrek, (V, 504) Unvan sahibi, bilgisi çok ama bilgileri boğazlarından aşağı inmeyen insanların bu sınıfa dâhil olamayacakları açıktır. Nitekim bu hadisin devamında: "Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki insanların okudukları boğazlarından aşağı geçmeyecek." buyurulmaktadır.

 

 

Allah Rasûlü ve ashâbı model bir islâmî hayatı yaşadılar ve talim ettiler. Onların İslâmi yaşantıları sabah aydınlığı gibi suretlerine ve yaşantılarına yansımış, Allah ile ilişkilerinde ihsan kıvamına, insanlarla ilişki ve muâmelede ise şefkat, merhamet tezahürü bir sevgi ve saygı ortamına dönüşmüştü. O modele göre yaşayan toplumlarda aynı nezaket hep var olagelmiştir.

Bugün insanlar boğazlarından aşağı inmeyen bilgi ve okumalar sebebiyle islâmî ve insâni ölçülerini kaybettiler. Bu yüzden sanki şu hadis-i şerifin hükmü de zahir oldu: "Şiddetli bir şekilde yaklaşan fitne sebebiyle vay insanların hâline. İnsanlar mü'min olarak sabahlar da akşam kâfir oluverirler. İnsanlar dinlerini küçük dünya menfaati karşılığı değiştiriverirler. İşte öyle zamanda dinlerinde sâbit kalabilenler ellerinde kor ateşi tutanlar gibidirler." (İbn Hanbel, Müsned, II, 390)

 

İnsanların sadece maddî ilişkilere önem verdiği, bütün hayatlarını buna göre tanzim ettiği dönemler işte böyle zamanlardır. Allah Rasûlü hadîs-i şeriflerinde "insanların sadece dinar ve dirhemden konuşacağı zamanların geleceğini" de haber veriyor. (bk. İbn Hanbel, Müsned, IV-133)

 

Ticari ilişkilerde güvenin sarsıldığı, dini hassasiyetlerin kaybolduğu bir dönem. Allah Rasûlünün büyük mücadelelerle kaldırdığı riba, faiz muamelelerinin, yeniden toplum gündemine oturduğu bir çağ. Allah Rasûlü böyle bir zamanın geleceğini hem de toplumun bütün kesimlerini müthiş bir şekilde etkileyeceğini şu ifadelerle anlatmaktadır: "Öyle bir zaman gelecek ki bütün insanlar ribâ ile iş yapacak. Ondan sakınanlar dahi tozuna bulaşmak durumunda kalacaklar." (İbn Hanbel, Müsned, IV, 494; Nesâî, Kübrâ, IV 4; Beyhakî Sünen, IV, 275

Ticari hayattaki kargaşa ve savrulmuşluk toplum hayatına ve insanî ilişkilere de yansımaktadır Nitekim Allah Rasûlü buyurur: "Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hâinlere güvenilecek. İnsanlardan şahitlik etmeleri istenmediği halde şahitlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler," (Taberâni, Mu'cem, XXIII, 314)

 

Bu Hadis-i şerifi okuyunca da insan âdetâ bugünü görüyor. Bugün bozulan karakterlerini; halk tarafından doğrulandığını, görüyor.

 

Güvenilir ve namuslu insanlar ya cesaretsiz, ya da toplum onları dışlıyor. Dolayısıyla doğru söyleyenle eğri konuşan iyice karışmış. Zaten iyiliği teşvik ve kötülükten sakındırma diye bildiğimiz özellik neredeyse kaybolmuş. Nitekim Allah Rasûlü'nün ona yönelik bir değerlendirmesi de var: "Öyle bir zaman gelecek ki insanlar iyiliği özendirmeyecek, kötülükten de sakındırmayacaklar," (Mecmauz-zevâid, VII, 280) Herhalde ya insanlarda böyle bir heyecan kalmayacak, ya da muhâtapların ilgisizliği ve ciddiye alınmamak sebebiyle bu işten vazgeçecekler. Sonuçta sosyal bir kontrol mekanizması olan bu anlayış kaybolacak. Nitekim bugün öyle oldu.

 

Hepimiz sürekli şikâyet etmekten iş yapmaya vakit bulamıyoruz. Bugün elde mevcut araç ve vâsıtalar hayır yerine şerri, güzellik yerine pisliği, barış ve dostluk yerine kavgayı teşvik ediyor.

Sıraladığımız bu hadisler bize, yaşadığımız zamanın zorluk ve problemlerine nebevî bir ışık tutuyor ve asırlar ötesinden uyarılar taşıyor.

 

Değerli Okuyucularımız!

 

Rabbim her zaman bizleri ve neslimizi yolunda daim eylesin, harama el sürdürmesin. Şu mübarek üç aylarda yaptığımız ibadetleri makbul eylesin. Başka bir sayıda buluşmak dileği ile Allah’a emanet olunuz.