AVRUPADA İSLAM VE İMAN İZLERİ 

'GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER

“GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER.”

AVRUPADA İSLAM VE İMAN İZLERİ 

Dünyanın bir köy ve şehir hükmüne geldiğini söylemişti Bediüzzaman Said Nursî yıllar önce. Bendeniz de “gazetecilik” kimliğimle yurt içi ve yurt dışında devamlı seyahat birisi olarak geçen iki hafta boyunca Almanya’daydım.

Almanya’ya iman hizmetleri için ilk davetli ziyaretim 1999 senesinde  Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz sahibi Değerli Mehmet Kutlular abiyle beraber başlamıştı. Düsseldorf, Köln, Bonn, Bremen, Piene, Solungen ve seminerlerimiz olmuştu. O zamanki bu güzel, samimi, halis, coşkulu ve hasret dolu kaynaşma anlarını hayatım boyunca unutmam mümkün değil. Bu unutulmaz hazzı bize yaşatanların bir kısmı hak dünyaya kanat açtılar. Allah hepsine rahmetiyle muamele etsin. Âmin.

Köprünün altından çok sular aktı. O yıldan beri -geçen yıl hariç- hemen hemen her sene Almanya ve Avrupa’daki çeşitli ülkelere hizmet adına ziyaretlerim oldu ve devam ediyor.

Bu defaki on beş günlük Almanya seyahatimiz daha öncekilere göre çok daha güzel, çok daha verimli geçti elhamdülillah. Bediüzzaman Almanya ve Almanlar için; “Bahtiyar Almanya” ifadesini kullanmıştı. Özellikle büyük devlet adamlarından Prens Bismark’ın İslâmiyet, Kur’an ve peygamberimiz hakkında övgü dolu sözleri var. Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki İslâmi Gelişmelerde mucizevi Kur’an tefsiri olan Risalei Nurların Yeni Asya Gazetesi ve okuyucularının yıllardan beri yapmış olduğu sistemli çalışmalar ve hizmetlerin semerelerini sevinçle orada yakından gördük. Her yaş grubu ve kademedeki gençlerin inançlarına sahip çıktıklarına şahit olduk. Köln’ün merkezindeki muhteşem cami ve külliyesinde gençlerle Cuma namazı kılmak nasip oldu. İslâm ve inanç değerlerinin o coğrafyanın bir parçası olduğuna şahit oldum.

Doğru İslâmiyetin öğrenilip, yaşayıp, yaşatılması sadece Avrupa açısından değil, bütün insanlığın geleceği, saadet ve mutluluğu açısından büyük önem arz ediyor. Mukaddes değerlerin kendi fıtratında ve makamında dünyevi hiçbir şeye alet olmadan yaşanması gerçek inancın gereği ve tüm insanlığın beklentisidir. Bu ümit ve beklenti belli bir cemaat ve grup için değil, son din olan İslâmiyet ve insanca ve medenice yaşamak isteyen bütün insanlık için çok önemlidir. Kur’an ve İslamiyet’in Îlâhî mesajlarının doğru anlaşılıp uygulanması, kazurat ve şüphelerden uzak olması hem Müslümanlar hem de insanlık için çok önemlidir.

Bu ideal ve hayallerimize yakın manevi gelişme faaliyetlerine şahit olmamız bizi oldukça mutlu etti. Bu sürecin aratarak devam etmesini rabbimizden niyaz ediyoruz.

Gençlerdeki enerji, heyecan, dava şuuru, aidiyet duygularının oldukça gelişmiş olması ümit verici. Almanya’nın bir ucundan diğer ucuna heyetler halinde, farklı illerde, farklı simalar, bölge ve eyaletlerde sohbetler ettik. Vatandaş ve din kardeşlerimizde gördüğümüz bu manevi atmosfer bize istikbal için ümit verdi..

İhlas, uhuvvet, metanet, tesanüd, medeni cesaret ve sisteme dayalı bir çalışmaların devam ediyor olması ve İslâm ve inanç hareketinin Avrupa’nın ve AB’nin süper gücü konumundaki “BAHTİYAR ALMANYADA” kök salmış olması oldukça sevindirici. Dünyevi, şahsi, siyasi düşüncelerden uzak sadece “davet” ve tebliğ” prensipli bir müspet iman hareketi; bütün insanlık ailesi için çok önemli. Bu manadaki müjde ve hissiyatlarımı dostlarımızla paylaşmak istedim. On beşlik günlük bu faaliyet dolu günlerimizin dolu dolu geçtiğini arz etmek istiyorum. Adeta dünyada bir cennet hayatı yaşadık desek mübalağa etmemiş oluruz. Avrupa’da maya tutmuş olan İslamî İnancın gençler tarafından sahiplenip benimsenmesi dikkate değer bir menvî miras! Ailenin enerji gücü olan imanlı bir gencin, kendi mensup olduğu aileye değil bütün insanlık ailesine manevi bir enerji ve güç kazandırdığını nazara vermek büyük mutluluk.

Baştan başa zulmetli, kararmış olan materyalist Avrupa yerine şimdi pek çok değişmiş ve gittikçe değişmekte. Saçılan zehirlerin tesirini kaybettiği yeni bir Avrupa anlayış ve yaşantısı var artık Avrupa kıtasında.

Materyalist ikinci Avrupa’nın zıddına müspet ve manevi Avrupa kefenin dengesini ağırlığıyla hissettiriyor. Katkısı olanlara ne mutlu! NEJAT EREN