BAKARA SURESİ 207-208 AYETLERİN TEFSİRİ (1) 

BAKARA SURESİ 207-208 AYETLERİN TEFSİRİ (1)  Kıymetli Okurlarımız! Bu haftaki makalemizde Bakara suresinin iki ayetini ele alıp açıklayalım istedik

BAKARA SURESİ 207-208 AYETLERİN TEFSİRİ (1) 

Kıymetli Okurlarımız!

Bu haftaki makalemizde Bakara suresinin iki ayetini ele alıp açıklayalım istedik. Rabbimiz 207.Ayetinde gerçek samimi Müminlerden bahsediyor. 208. ayetinde ise zaman zaman içine düştüğümüz durum karşısında bizi uyarıyor ve tedbirli olmamızı istiyor. 

207:"İnsanlardan öyleleri de vardır ki, Allah’ın rı­za­sını kazanmak için kendini ve malını feda eder. Allah da kullarına şefkatlidir."

Yeryüzünde Allah’ın rızasını kazanmak, yeryüzünde Al­lah’ın koyduğu düzeni korumak, Allah’ın sistemini tesis etmek ve bozgun­cuları yok etmek için canını bile seve seve vermekten çe­kinmeyen in­sanlar da vardır. Bunlar Allah için seve seve canlarını ve mallarını fedadan çekinmeyen insanlardır. Allah hatırını her şeyin üzerinde tutarlar,. Allah’ın rızasına ken­dilerini satan, cennet karşılığında ha­yatlarını yatıran insanlardır.

Mallarını ve canlarını cennet karşılığında Allah’a satan ve so­nunda cenneti de Allah’ın rızasını da kazanan insanlar. Al­lah’tan razı olan insanlardır bunlar. Rasulullah’ın bir hadisi vardır:

"Sizden hiçbiriniz arzusu benim getirdiğim şey­lere tabi olmadıkça mümin olmuş sayılmazsınız."(  Beğavî, Mesâbihu's-sünne, 1, 160 (tahkikli baskı); Şerhu's-sünne, 1, 212–213)

Buyurur ki Allah’ın Rasûlü, ben ne getirdiysem arzusu ona tes­lim olmayan kişi mümin olamaz. Burada inanmak, tabi ol­mak ve tes­lim olmak vardır. Meselâ heveslerimiz vardır değil mi? Elbisede, gi­yimde, kuşamda, yemede, içmede, gezmede, toz­mada arzularımız, heveslerimiz vardır. Hulasa kişinin hayatı­nın her bir kademesine ait amaçları, gayeleri, hedefleri, yöneldiği kıbleleri vardır. Fakat bu hevesler İslâm’a, yani Rasulullah’ın getirip tebliğ et­tiği vahye kanalize edilirse, vahye mutabakat ederse işte o zaman kişi iyi bir müslümandır.

Ama burada şunu söyleyelim: Her şeyden önce Rasulullah’ın ne getirdiğini bilmek zorundayız. Bunun için de Kur’an ve sünneti tanımak zorun­dayız. Tanımalıyız ki arzularımızın, heves­lerimizin ona uyup uymadı­ğını bilebilelim. İsanlardan kimileri de vardır ki, Allah rızası için her şeylerini feda ederler. Allah’ın hoşnutluğunu her şeye tercih ederler. Allah’ın ar­zularını kendi arzularından üstün tutarlar.

İbni Abbas’ın ifadesine göre bu ayet sahabeden Süheyb-i Rumi hakkında nazil olmuştur. Mekke müşrikleri bu zatı yakala­mışlar ve dininden döndürebilmek için dayanılmaz işkencelerle azap etmeye başlamışlar. Hz. Süheyb: "Vallahi ben yolsuzdum yolumu buldum, ben bir kelime söyledim, beni asla ondan döndü­remezsiniz. Benden bunu istemeyin, benden dinimden dönmeyi istemeyin, eğer isterseniz tüm malım sizin olsun. Malımı mülkümü vereyim ama sizden dinimi satın alayım demiş ve onlar da buna razı olmuşlar. Tüm malını onlara bırakarak dinini ve Allah’ın hoş­nutluğunu satın almış ve bu şekilde Medine’ye gelirken bu ayet nazil olmuştu. Hatta Süheyb Medine’ye gi­rerken Hz. Ebu Bekir rast gelmiş ve: "Alış verişin kârlı olsun ey Süheyb!" demişti. O da: "Seninki de zarar etmesin ey Ebu Bekir!" demiştir. (devamı haftaya)