BİR KEREDEN BİR ŞEY OLUR MU ?

BİR KEREDEN BİR ŞEY OLUR MU ? Merhaba sevgili okurlarım, bu hafta ki yazımda sizlerle toplumumuzun en önemli sorunlarından biri olan 'şiddet' hakkında konuşmak istiyorum

BİR KEREDEN BİR ŞEY OLUR MU ?

Merhaba sevgili okurlarım, bu hafta ki yazımda sizlerle toplumumuzun en önemli sorunlarından biri olan ‘şiddet’ hakkında konuşmak istiyorum. Şiddet denilince aklımıza ilk önce fiziki olanı geliyor ama ben bu hafta yazımda hem fiziki hem de ondan çok daha önemli sonuçlara yol açan psikolojik şiddetten bahsetmek istiyorum. Bahsetmek istiyorum çünkü televizyonu her açtığımda ki ben çok ama çok nadir televizyon izlerim her kanalda ayrı bir kadın cinayeti ya da yüzü gözü morarmış ağlayan yardım isteyen bir kadını görmekten yoruldum.Ben izlerken utandım,ben izlerken kahroldum ama insan kılığında olan ‘caniler’ bunu yapmaktan halen vazgeçmedi ve vazgeçmiyor.İnsanoğlu doğuştan ne kadar  masum ve merhametli olsa da zamanla gerek yaşantısı gerekse ona teşkil eden örnekler doğrultusunda kötü bir birey haline dönüşebiliyor. Ve bu dönüşüm zamanla toplumda kabul gören bir hale geliyor. Yani aslında normalde iyi bir insan ama ‘huyu böyle’ ya da  ‘aslında bir kere dövmüş olur öyle şeyler’ diye normalleştirdiğimiz sürece,bu süreç içinden çıkılamaz ve giderek çirkinleşen bir hal alıyor. Şiddetin her türlüsü vahim her türlüsü insanlık dışı öncelikle bunu kabul edelim. İnsan neden diğer bir insana vurmayı tercih eder ki ? Vurduğu insan genellikle ondan daha güçsüzdür zaten. Kendinden güçsüz olan birine vuran egosunu hangi anlamda tatmin etmiş olabilir? Gücü yetmeyen birine el kaldırmak, el kaldıranı sahiden güçlü yapar mı ? Bizim toplumumuzun genelinde ne yazık ki erkekler kadınları döver. Sebep ? Sözünü bu şekilde dinletebileceğine kim inandırdı onları? Babaları mı ? Yoksa babalarının babaları mı? Komşusu mu ? Bence hepsi . Çünkü böyle gördü hep çocuk. Babası annesini gözünün önünde dövdü annesi de gidecek başka bir yeri olmadığı için o ‘varlıkla’ aynı evde yaşamaya ve onun karısı olmaya devam etti. Sonra o çocuk büyüdü.Kendi bir eş ya da baba olduğunda da aynısını yapmaya devam etti.Kısacası bu zincir hep böyle devam etti. Kadın dayak yediğini kendi ailesine ya da kocasının ailesine söylediği zaman ‘her evlilikte olur öyle hem bir kereden bir şey olmaz ‘ bu cevabı aldı ve alıştı.Bir kereden bir şey olmaz mıydı gerçekten ? Size bir sır vereyim arkadaşlar bir kereden bir şey olur. Sizi bir kere döven adam bir daha döver, sizi bir kere aldatan adam bir daha aldatır, size bir kere yalan söyleyen insan bir daha söyler. Çünkü siz onun yanında kalarak ona bu hakkı vermişsinizdir. O yüzden bir kereden bir şey olmaz diyip kendinizi avutmayın ve yolunuza hayatınızdan size zarar veren insanları çıkarıp öyle devam edin.Haberleri bir açıyorum ‘sevgilisi tarafından öldürülen genç kız’ diyor kanım donuyor diğer kanala geçiyorum ‘eski eşi tarafından pompalı tüfekle öldüren’ diye başlıyor haber. Konu neymiş diye bakıyorsun sadece boşanmak istemiş ya da ayrılmak istemiş ya da yok efendim kısa etek giymiş vay efendim kırmızı ruj sürmüş. Liste uzayıp gidiyor böyle ve liste uzadıkça insanlığından utanıyor insan. Nasıl oluyor da Allahın verdiği bir canı istenmediğin için alabiliyorsun ? Nasıl oluyor da bir zamanlar sevdiğin kadını sadece senden ayrıldı diye öldürebiliyorsun? İstenmemek bu kadar mı zoruna gidiyor ?Yoksa kocasısın hem döversin hem seversin mantığında büyütüldüğün için mi bu pişkinliğin?Bu durum toplumumuzda her gün biraz daha büyüyen ve kapanmayan hatta giderek kanayan bir yara bence.Olay büyük oranda yetiştirilme tarzından gidiyor.Temelden ruhsal açıdan sağlıklı bireyler yetiştirmekten bahsediyorum.Bunun asla meslek edinilmek için alınan eğitimle alakası olmadığını düşünüyorum .Çünkü karısını döven doktorlar ya da karısını eve kapatan öğretmenler gördüm .Sorun ailede başlayan yetiştirilme tarzı bence. Erkek çocuklarımızı ‘erkek adamsın,yaparsın’ mantığından uzakta eğitelim.Bir canlıya,bir kadına el kaldırmanın erkesel bir güç olmadığını aşılayalım. Sorunların bu şekilde bir çözüme ulaşmadığından bahsedelim. Ve kızlarımıza kendi ayakları üzerinde durmayı öğretelim.Bir erkeğin onlara sahip çıkmasına gerek olmadığını çünkü kadının sahip çıkılacak bir varlık olmadığını öğretelim. Kadın zaten başlı başına bir birey herhangi birinin kanatları altında olmasına gerek yok. Doğurabilen bir canlıdan bahsediyoruz arkadaşlar yani erkeği de doğuran bir canlıdan bahsediyoruz . Hiçbir insan diğerinden cinsiyet anlamında üstün değil ama eğer illa bir tarafın  ego sahibi olması gerekiyorsa bu sizi doğuran kadındır bunu kabul edelim. Ve kızlarımızı günün sonunda bir erkeğin eline bakan biri olarak büyütmeyelim.Evlendikleri adamla sadece aşık oldukları  için hayat yolculuğunu beraber yürümek istedikleri için evlensinler. Ve bilsinler,olurda işler yolunda gitmezse ailesinin arkasında olduğunu bilsin kadınlar. Kadına el kaldırmanın ya da kadını taciz etmenin ya da öldürmenin ağır bir bedeli  olsun artık. Kimse ama hiç kimse dekolte giydiği için taciz edilmeyi hak etmiş olmaz,hiçbir kadın ruj renginden dolayı yargılanamaz .Ben asla boşanmak güzel bir şey demiyorum elbette kimse boşanmak için evlenmez ama boşanmakta en az evlenmek kadar tabi bir olaydır. İki insan  artık yan yana yürümek istemiyorsa ayırır yollarını . Toplum olarak eğer bunu normalleştirirsek, boşanan kadınlara aşağılayıcı gözlerle bakmazsak belki dayak yiyip oturmak zorunda kalmazlar . Özellikle kırsal yerlerde çok daha fazla hissedilen bu toplum baskını atmalıyız üzerimizden. Çünkü  yıl olmuş 2020 biz halen ‘insanlar ne  der’ mantığı ile yaşıyoruz. Yapmayın.Yapmayalım.İnsanlar sizin hayatınız hakkında on beş dakika konuşur  ama siz o hayatı ömür boyu yaşarsınız. Her insanın insan onuruna yakışır şekilde yaşamaya hakkı vardır. İnsanın yaşamaya hakkı vardır ve kendini bilmez üç beş kişinin bu hakkı elinizden almasına izin vermeyin. Çünkü gerçek sevgi yormaz,sevgi eksiltmez,sevgi çürütmez,sevgi öldürmez aksine sevgi hayat verir. Ve en önemlisi ‘İyi kötü bir düzen kurdum.Bu şekilde yaşayıp gidiyorum hayatım alt üst olur sonra.’ demeyin çevirin dünyanızın altını üstüne belki altı üzerinden daha güzeldir… Sevgiyle hayatta kalın.