DİNİ KENDİ MENFAATLERİMİZ İÇİN KULLANMAK (1)

DİNİ KENDİ MENFTLERİMİZ İÇİN KULLANMAK (1) Kıymetli Okurlarımız! Bu haftaki makalemizde dinimiz ile ilişkilerimiz nasıl, onu Allah'tan geldiği gibi tereddütsüz kabul mü ediyoruz yoksa bana göre böyle

DİNİ KENDİ MENFAATLERİMİZ İÇİN KULLANMAK (1)

Kıymetli Okurlarımız!

Bu haftaki makalemizde dinimiz ile ilişkilerimiz nasıl, onu Allah’tan geldiği gibi tereddütsüz kabul mü ediyoruz yoksa bana göre böyle olmalı deyip te kendi bildiğimiz bir dinimi yaşıyoruz ondan bahsedelim istedik

Dinimiz ile ilişkide en önemli problemlerden biri, ona bütünüyle teslimiyet yerine, ondan işimize geleni almaktır.

Bunu, dini kendimize yontmak olarak da değerlendirebiliriz.

Gerek ferdi ilişkilerde, gerekse İslam toplumları, ülkeleri olarak ilişkide, dini kendi haklılığımıza gerekçe haline dönüştürme çabası o kadar baskın hale geliyor ki, bundan, herkesin kendine göre yorumladığı bir İslam çıkıyor.

Ben-merkezci yorumların biçimlendirdiği İslam türleri.

Kuran’ı Kerim’de Rum Suresi 32’inci ayette zikredilen “dini parça parça edip, her grubun kendisinde olanla öğünüp durduğu din algısı” bu olsa gerek. (Rum, 32)

Kişilerin nefsine göre din, grupların nefsine göre din, kavimlerin nefsine göre din...

Yaşadığımız problemin görünür yönlerine, bir bakalım:

**Bir babanın dinin babaya sağladığı hakları bilmesi, mesela evladın baba üzerindeki haklarından gafil olması ya da bilse bile ihmal etmesi.

**Bir evladın, dinin ebeveyne karşı kendisine tanıdığı hakları bilmesi ama bir evladın anne babaya karşı sorumluluğundan gafil olması.

**Bir işverenin kendi haklarını bilirken, çalıştırdığı insanların ya da ürettiği malı tüketen insanların haklarına duyarsız kalması.

**Bir devlet reisinin, bir amirin, hükmetme, emretme gibi haklar üzerinde azami hassasiyet gösterirken, hizmet etme, hesap verme, adil olma gibi hassasiyetleri görmezden gelmesi.

**Bir yönetilenin, yönetenden her şeyi isterken, kendi üzerine düşen sorumlulukları asla aklına getirmemesi.

**Ve bir kulun, kul olarak Allah’tan sonsuz taleplerde bulunurken, kulluğun, yaratılmışlığın, bütün varlığını Yaratan’a borçlu olmanın kendisine herhangi bir sorumluluk yüklediğini hatırına getirmemesi. (devamı haftaya) Esen kalın.