E-YAPI ŞEKİLLERİ VE KULLANILAN MALZEMELER

E-YAPI ŞEKİLLERİ VE KULLANILAN MALZEMELER Gündoğmuş'un evlerinde, ormanlık bölge olmasının ve hayvancılıkla uğraşmanın özelliği hemen göze çarpar

E-YAPI ŞEKİLLERİ VE KULLANILAN MALZEMELER

Gündoğmuş'un evlerinde, ormanlık bölge olmasının ve hayvancılıkla uğraşmanın özelliği hemen göze çarpar. Evler yapılırken hem sağlaştırma,
hem de konfor aracı olarak kullanılır. Hayvanların barınaklarına da çok önem verilir. İlçe olmadan önceki evlerde bu iki özellik, yaygın
olarak görülür.
Evler mutlaka (zemin ve birinci kat olmak üzere) iki katlıdır. Planları birbirine benzeyen evler, umumiyetle iki büyük odadan ve ortada büyükçe
bir salondan oluşur. Bazı evlerde büyük sülonun devamı bir "cille" ile tamamlanır. Cille, salonun ön tarafındaki tek katlı hayvan veya yem evidir.
Üstü toprak olan bu cilleler, evin önünde büyük bir balkon gibidir.

Evlerin ortak bir özelliği de şudur: Her evin her odasında bir ocak bulunur. Odanın gerisinde kalan kısımda boydan boya bir ambar bulunur.
Burada hem banyo, hem yataklık, hem de zahire yeri yapılır.

Tuvalette evin kenarında, eve bitişik olarak, taştan veya tahtadan yapılır. Tuvalet kültürünün yaygın olması ve her oda da banyonun olması dikkat
çekici bir konudur.

Evlerin duvarı mutlaka taş duvardır. Harç olarak çamur kullanılır. Duvarların genişliği 60 cm. bir hatıl boyu duvarın yüksekliği de yine 60 cm.'dir.
Evler genellikle 4+4=8 hatl boyu yapılır. Dördüncü hatılın üzerine kalın ağaçlar konularak, döşeme yapılacak yer hazırlanır. Duvarın genişliği
8 hatıl "pardı" denilen yarma ağaçlar dizilir. Pardıların üzerine "çor" diye isimlendirilen, çam yaprağı döşenir. En üştü de "gök toprak" ile örtülür.

Yağışlı havalarda evin üstü, ağaçtan veya taştan yapılan silindir şeklindeki "yuvak" ile yuğunur.

Evin içi imkana göre, döşenmeden birinci hatıl boyuna kadar olan kısım lambirle kaplanır. Geriye kalan kısım saman karıştırılmış beyaz topraktan
yapılan çamur ile sıvanır.

Ocaklığın gerisinde bir küllük bulunur. Bu küllük tünel gibi derinlemesine sağa, sola devam eder. Küllüğün üzerinde çaydanlık veya tencere koymak
için oval bölümler yapılır.

Küllüğün Türk kültüründe çok büyük önemi vardır. Bu küllükte külün içinde bir kor saklanır. Ateş yakılacağı zaman bu kor kullanılır. "Ocağın
tütmesi" olarak Türk kültürüne geçen bu töre yakına kadar ilçemizde de vardı. Ancak "tüfek icat oldu mertlik bozuldu" hesabı, kibirit çıktı,
çakmak icat oldu töre möre kalmadı. Hatta ocaklar tüllükler kalmadı.

Ocağın üstünde çapı bir metreyi bulan bir davlumbaz yer alır. Bunun tavana yakın kısmından, sağa ve sola iki raf uzanır. Buralar da yine alet
edevat koymak için kullanılır.

Yapılarda kullanılan bütün tahta ve kereste elle şekillendirildi.

Evlerin tavanı çoğunlukla pardılar görünecek şeklinde olur ama ekonomisi iyi olan aileler, işlemeli tavan da yaptırırlardı.

Kapılar Gündoğmuş dışında kullanılmayan ve dil diye isimlendirilen bir sistemle açılıp kapanırdı.

Bitirmeden önce şöyle bir yorum yapalım: Geçmişin kıt imkanlarıyla, tekniğiyle; tuvaleti, banyoyu, temizliği, ısınmayı kesinlikle ihmal etmeyen;
göçebe hayatında bile çadırları kurmadan önce tuvaleti kuran atalarımızla ne kadar övünsek azdır.

Yukarıda kapı dilinden blahsetmiştim. Büyük dedem Ali Usta, askerdeyken, "şıp düşen" sistemiyle çalışan blir kapının sistemini dile çevirmiş.
Bunu gören komutan o kadar beğenmiş ki, kışlada ve evinde ne kadar kapı varsa hepsine dil yaptırmıştır.

Mehmet Özeren