FATIR SURESİ 14-18.AYET-İ KERİMELER (1)

FATIR SURESİ 14-18

FATIR SURESİ 14-18.AYET-İ KERİMELER (1)

 Kıymetli Okurlarımız!

Bu haftaki makalemizde, rızkımız elden gider korkusuyla çoğu zaman Allah’ın razı olmadığı işler içine dalmamızdan ve bu durumdan da Allah ve Resulünün razı olmadığından bahsedececeğiz. Bize rızık verdiklerini iddia edenler bir aracı olduklarını ve bu rızıkların gerçek sahibinin Allah olduğunu unutuyorlar. Bazen bizi yanlışa sürüklemek isteyen en yakınımız olabilir ve bize derki:’’Yap vebalin boynuma olsun’’.Bu sözü Rabbimiz Fatır suresindeki ayetlerde reddediyor. Kimse kimsenin vebalini yüklenemez diyor. Ayrıca insanoğlu ne kadar zengin olursa olsun, etrafında yüzlerce insan olsun, istediği makamda bulunsun yine Allah’a muhtaçtır. Yine bu ayetlerde: “Biz olmasak hayat biter” düşüncesinde olanlara Rabbimiz diyor ki: “Dilersek sizi yeryüzünden siler yerinize başka kişiler getiririz diyor. Aynı zamanda gevşek davranan müminlere de uyarı vardır bu ayetlerde. Geliniz hep birlikte konuya vurgu yapan Fatır suresi14-18.Ayet-i Kerimelere kısaca göz atalım.

 

“Ey İnsanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız, Allah ise müstağnidir(Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan), övülmeğe lâyık olandır. Dilerse sizi yok eder, yeniden başkalarını yaratır. Bu, Allah’a göre zor değildir.”(Fatır-14)

Yine genel bir sesleniş geliyor: Ey insanlar, hepiniz Allah’a muhtaçsınız. Fakrınız, ihtiyaç kapınız Allah’tır. Allah’tan başka hacet kapınız yoktur. Hepiniz O’na muhtaçsınız, “rızıklarınızı biz veriyoruz” diyenleriniz de O’na muhtaçtır. Onlar da Allah’ın fakirleridir. Tüm nimetlerin kendisinden olduğunu iddia eden Firavun da Allah’a muhtaçtır. Hiçbir varlık yoktur ki Allah’a ihtiyaçsızlık içinde olmasın. Hayatınızı, rızkınızı, elinizi, ayağınızı, aklınızı, fikrinizi, havanızı, suyunuzu, yiyeceğinizi, içeceğinizi her şeyinizi Allah’a borçlusunuz. Siz fakirsiniz, Allah ise Ganîdir.

Ne zaman ki Ganî olan Rabbiniz size rızkını kesiverdi, ne zaman ki sizi fakrı zaruret içinde bırakıverdi, işte o zaman fıtratınız açığa çıkıyor ve Rabbinize yalvarıp yakarmaya başlıyorsunuz. Denize düşen, darda kalan, Gani olan Rabbine sarılmaya başlıyor. “Ey kullarım, bunu normal zamanlarınız da anlayın da, yalnız bana kulluk yapın” diyor Rabbimiz.

Bakın bir hadis-i Kutsilerinde Rabbimiz şöyle buyurur:

“Ey kullarım, benim doyurduklarım hariç hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki ben sizi yedirip içireyim. Ey kullarım, benim giydirdiklerim müstesna hepiniz çıplaksınız. O halde benden giyecek isteyin ki, sizi giydireyim.”  (Müslim, birr 55)

Tüm bu varlıkları nasıl yaratmaya güç yetirmişse, onları nasıl belli bir düzene koymuşsa, elbette bu varlıkların hayatlarını sürdürebilmeleri, karınlarını doyurabilmeleri için her canlının hayat programını da bilen Allah’tır. Besleyen Allah’tır, doyuran, rızık veren, yaşatan Allah’tır. Eğer Allah bizi doyurmasa, Allah bize rızık vermeseydi, hepimiz açtık.

Ey kullarım, sizin öncekileriniz, sonrakileriniz; in-sanlarınız, cinleriniz hepsi birden sizin en muttakîniz gibi olsanız ve bu şekilde bana kullukta bulunsanız, bu benim mülkümde hiç bir şey artırmaz. Yine önce ve sonra gelen bütün insan ve cinler en facir ve fasık bir kimsenin kalbi üzere olup isyan etseniz, bu da benim mülkümden hiç bir şey eksiltmez.”  (Müslim, birr 55)

İbadetlerinden, itaatlerinden yararlananlar yine bizzat kulların kendileridir. Yine isyanlarından, mâsiyetlerinden zarar görecek olanlar da kulların kendileridir.

Şunu da asla unutmayın ki, yaptıklarınızın tümünü siz kendiniz için yapıyorsunuz. Çünkü Allah Ganidir, Allah zengindir ve sizin yaptıklarınızın hiç birisine ihtiyacı yoktur. Allah hiç kimseye ve hiç kimsenin amellerine muhtaç değildir. Ne ibadetlerinize, ne çalışmalarınıza, ne gayretlerinize hiçbir şeye ihtiyacı yoktur O’nun. Hiç birinize ihtiyacı olmadığı gibi, üstelik sizin için sonsuz rahmet ve merhamet sahibidir de. Unutmayın ki bu hayatı siz kendiniz bulmadınız. Kendi isteğinizle bu dünyaya gelmediniz. Hayatınız elinizde olmadığı gibi, ölümünüz de elinizde değildir.

Yâni, sakın ha bu hayatı kendinize bağımlı sanmayın. Biz olmazsak hayat biter sanmayın.(Fatır-15)

Ey kullarım, sizin öncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz hep beraber bir yerde toplansalar da benden istekte bulunsalar onların her birinin isteklerini yerine getiririm. Bundan dolayı da benim yanımdan, denize sokulup çıkarılan iğnenin denizden eksilttiği kadar bir şey eksiltmez.”  (Müslim, birr 55)

Tüm varlıklar bir araya gelip isteyebilecekleri tüm isteklerini sıralayıp Allah’tan isteseler, bu Allah’ın mülkünden hiçbir şey eksiltmeyecektir. Hatta Rabbimizin ifadesiyle söyleyecek olursak, denize batırılıp çıkarılan bir iğnenin denizden eksilttiği kadar bile bir şey eksiltmeyecektir. Çünkü Allah’ın hazineleri bitip tükenmez. Rabbimizin kullarına bağışları, O’nun hazinesini asla eksiltmez.

 “Günahkâr kimse diğerinin günahını çekemez. Günah yükü ağır olan kimse, onun taşınmasını istese, yakını olsa bile, yükünden bir şey taşınmaz. Ey Muhammed! Sen ancak, görmediği halde Rablerinden korkanları, namazı kılanları uyarırsın. Kim arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur; dönüşünüz ancak Allah’adır.”(Fatır-17) (devamı haftaya)