GELECEĞİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ

GELECEĞİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ Kıymetli Okurlarımız! Yaz tatili başlamasından dolayı Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından tüm cami ve Kuran Kurslarında  ''Yaz Kuran Kursu'' seferberliği, 25 Haziran Pa

GELECEĞİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ

Kıymetli Okurlarımız!

Yaz tatili başlamasından dolayı Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından tüm cami ve Kuran Kurslarında  ‘’Yaz Kuran Kursu’’ seferberliği, 25 Haziran Pazartesi günü başlayacaktır. Uzunca bir tatil döneminde çocuklarımızı hayat kitabımız  ‘’Kuran-ı Kerim’’le buluşturmamız için eşsiz fırsattır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız bize Allah’ın emanetidir. Bu emaneti zayi etmek ya da korumak bizim elimizdedir. Unutmayalım ki çocuklarımızın maddi gıdaya ihtiyacı olduğu gibi manevi gıdaya da ihtiyacı vardır. Onun için tüm anne babaların duyarlı olmasını bekliyoruz. Bu haftaki makalemizde göz bebeğimiz çocuklardan bahsedelim istedik.

Bir ağacın, nesil ve çeşidini devam ettirmesinde, çekirdek ve tohumu ne ise, insan nesli ve türünün devamında da çocuk aynı şeydir. Çocuklarını ihmal eden milletler yok olmaya, onları yabancı ellere ve yabancı kültürlere terk edenler de özlerini kaybetmeye mahkûmdurlar.

Günümüzde toplumun yüz karası sayılan; sefiller, şerliler, anarşistler, ayyaşlar, morfinman ve esrarkeşler.. Dün terbiyelerinde ihmal gösterdiğimiz çocuklardır. Bilmem ki, bugünkü ihmallerimiz yüzünden, yarın sokaklarımızı ne türlü nesillerin dolduracağını hiç düşündük mü..?

Çocuk İslam fıtratı üzere doğar:

Ebû Hüreyre radiyallâhu anh' rivayet ediyor: Resûlullâh salla'llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Her doğan çocuk muhakkak İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra anasıyla babası onu Yahudi yahut Hıristiyan yahut Mecusi yaparlar.(Buhari.Tefsir-i Rum 2)

Allah Resulü buyuruyor: “İyi hareketlerde bulunması için çocuğuna yardım eden anne-babaya Allah rahmet etsin.” Yani kötü hareketleriyle çocuğuna kötü örnek olmayan, çocuğunu kendine itaat hususunda zor durumda bırakmayan, boyunu aşkın isteklerde bulunup, zor işler yükleyerek onu isyana zorlamayan anne babaya Allah rahmet etsin.

Allah Resulü şöyle buyurur: “Çocuğun baba üzerindeki haklarından ikisi de güzel terbiye etmesi ve güzel ad koymasıdır.” (İbni Mace Edep 3)

Adamın biri Abdullah bin Mübarek Hazretlerine gelerek, evladından şikâyet eder. Hazret sorar; “Oğluna hiç beddua ettin mi?” diye. Adam evet deyince, “İşte onu sen bozmuşsun.” buyurur.

Akra’ bin Habis, Allah Resulü’nün Hazreti Hasan’ı öptüğünü görünce, “Benim on tane çocuğum var, bir tekini bile öpmüyorum” der. Allah Resulü’nün cevabı şöyle olur: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” (Buhari Edep,18;Müslim, ‘’Fedail’’,69) Yani siz çocuklarınıza acıyın ki, Allah da size acısın. Siz onlara merhamet, şefkat gösterin ki, Allah da size merhamet etsin.

Yine O, âlemlere Rahmet olan Zat buyuruyor ki; “Çocuğun kokusu, cennet kokularındandır.”(Camius-Sağır 2/2285)

Çocukla çocuklaşmak:

İnsanlığın İftihar Tablosu, bir hadislerinde şöyle buyururlar: “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın.” Bir defasında Kendisi, torunları Hasan ve Hüseyin’le gece geç vakte kadar oynamış, sonra da ‘haydi annenizin yanına gidin’ deyip onları göndermişti.

Kâinatın Efendisi, çocukların oynamasına kesinlikle mani olmuyordu. Hazreti Enes’le beraber, Hasan ve Hüseyin’i sokağa, çocuklarla oynamaya gönderiyordu.

 

 

            Hayırlı bir evlat bırakmak:

İnsanlığın İftihar Tablosu, şöyle buyuruyor: “ Ölen üç kişinin amel defteri kapanmaz. Malı olup da ondan harcayan, ilmi olup da ondan insanları faydalandıran, kendisine dua edecek Salih bir evlat bırakan.”(Müslim, Vasiyyet,14) Evet, Salih bir evlat bırakmak bu kadar önemli. Ya geride eşkıya tipli evlatlar bırakanların, evladı insanlığa kan kusturanların, Allah inkâr edenlerin, peygamber tanımayanların haline ne demeli.  İşte bu evlatlar da anne-babalarının kabirde kemiklerini sızlatacaktır, öbür tarafta da onlardan davacı olacaktır. Bunlara acımaktan ve bunlardan ders alalım demekten başka elimizden bir iş gelmez.

Zamanımızda evlat yetiştirmek kadar zor ve bir o kadar da önemli bir iş yoktur. Bu mesele çocuk daha anne karnındayken başlar. Anne babanın yemesinden içmesinden, gezip dolaşmasına, dinlediği müzikten arkadaşlık yaptığı insanlara, yaşadığı çevreden okuduğu kitaplara, neşeli olmasından yaptığı konuşmalara kadar her şey çocuğa tesir eder. Çocuğun alt yapısını bunlar oluşturur. Eğer bunlarda kusur varsa bu, çocukta mutlaka bir şekilde ortaya çıkar.

Anne-baba, çocuğunun her şeyine dikkat etmek zorundadır. Yemesine içmesine dikkat edecektir. Haram bir şey yememesine gayret edecektir. Ona dinini öğretecektir. Kendileri öğretemiyorlarsa bir hoca bulacaktır. Ona ilmi öğretecektir. Zamanının şartlarını öğretecektir.  Çocuğun arkadaş çevresinden, seyrettiği çizgi filme kadar,  konuştuğu laflara, gittiği okuldan, ziyarete gittiğinde çocuklarla ne oynadığına kadar dikkat edilmelidir. Evet, bütün bunlar zor gelebilir. Fakat eğer, temiz bir nesil, kalp ve kafa bütünlüğüne ulaşmış kaliteli bir nesil, yitirdiğimiz cenneti bu dünyada yaşatacak bir nesil, Efendimize gerçek ümmet olmaya layık, Allah’ın yeryüzünde şahidi bir nesil isteniyorsa, bütün bunlar bu zor işler başarılmalıdır.  Yoksa çok kaygan bir zeminde yaşadığımız şu asırda, evimizde birer canavar, birer zebani yetiştirmiş oluruz. Biz iyi olduğunu zannederiz, kılına dokunmayız, terbiyesine dikkat etmeyiz ama yarın o evlat dediğimiz varlık, anne-babaya asi, değer tanımaz, millet sevmez bir isyankâr olarak çıkabilir. İşte o zaman ne kadar elimizi dizimize vursak faydası olmayacaktır.

Kıymetli Okuyucularımız!

Çağrımızı yineliyoruz! Lütfen uzunca yaz tatili boyunca çocuklarımızı boş bırakmayalım. Günde 3 saatliğine ‘’Yaz Kuran Kursuna’’gönderelim. Rabbim çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirebilmeyi ve ardımızdan hayırlı nesiller bırakmayı cümlemize nasip eylesin. Başka bir sayıda buluşmak dileği ile Allah’a emanet olunuz.