Gündoğmuş'ta yine neler oluyor

Gündoğmuş'ta yine neler oluyor Yaptıkları ve söyledikleri ile gündemden düşmeyen bir ilçe belediye başkanı

Gündoğmuş'ta yine neler oluyor

Yaptıkları ve söyledikleri ile gündemden düşmeyen bir ilçe belediye başkanı.

Yine mi ne oldu.

Neler olmuyor ki ilçemizde. Maşallah ilçemiz çok hareketli.

Bu seferde belediyede çalışan işçilerin sendikaya üye olması ile başladı her şey. Ve bu durumdan rahatsız olan Gündoğmuş belediye başkanı, üyelikten istifa etmelerini istemiş çalışanlara. Çalışanlarda sendikadan istifa etmeme konusun ısrarcı olunca, bu durum üzerine belediye başkanının baskısı da olayları bir anda tırmandırmış.

28 Temmuz’da belediye önünde başlayan işçi direnişi üzerine olay bir anda patlak vermiş ve ilçe gündemine bomba gibi düşmüştü. Çalışanların bir kısmı belediye önünde nöbet tutup, mesailerini doldurmaya devam ediyorlar hala. 28 Temmuz’da 30 tane belediye çalışanının başlattığı direnişten geriye kalan sadece üç belediye çalışanı.

İlk günden beri takibimize aldığımız bu süreçte işçilerin ne kadar kararlı olduğunu zaman zaman belediye önüne gidip belediye çalışanları ile sohbet ettiğinizde anlıyorsunuz. İnsan anlatılanlar (duyduklarımız) karşında bazen şoke bile uğradığımız olmuyor değil hani. Herkesin kendi adına zor bir süreçten geçtiği ve nasıl bir sınav vereceği ise gerçekten merak konusu. Her iki taraf adına da şunu söylemeliyim ki, zaman zaman çok iddialı sözlerin söylendiği anlar bile yaşanıyor.

Diğer bir yandan ise yaşanan bu durumu sonlandırmak için uğraşan siyasiler var. Tabi seslerini duyurabilmek ve haklarını savunmak isteyen belediye çalışanları, Ak Parti Antalya Millet Vekili İbrahim Aydın’a, İlçe başkanına, sendika görevlileri derken son olarak da sorunun çözülmesi adına İlçe kaymakamını duruma dahil etseler de sonuçsuz kaldığı ve belediye başkanının istediği oluncaya kadar durmayacağı görülüyor. Belediye çalışanları ise görevlerine geri dönmek için ısrarcı, hem de sendikaya üyelik konusunda karlı görünüyorlar. Haklarını aramakta ve savunmakta kararlılar. Tam burada Hz. Ali’nin şu sözünü hatırlatmak isterim. “Haksızlığa karşı çıkıp, hakkını aramayan, hem hakkını, hem şerefini kaybeder” demiş.

Belediyenin (başkanın) yaşanan bu durumlar karşısında işin içinden çıkamadıkları ise konuşulan diğer bir konu. Buna ek olarak ise belediye çalışanları ile aynı sendikaya üye olan ve işçilerin bu durum karşısında kendilerine çifte standart uygulandığı ve yaşanan bu durumlar üzerine belediye başkanın yeğenin ise izne ayrıldığı söyleniyor.

Bir türlü çözüme kavuşmayan bu sorun yumağı karşısında şimdide bölgeye Ak Parti Antalya Millet Vekile Mustafa Köse’nin geleceği konuşuluyor.

Diğer bir yandan ise Belediye başkanının hafta içi işçiler ile yaptığı bir toplantıda (görüşmede), gerekirse 5 tirilyon harcayacağım ama yine sizleri işten atacağım dediği başka bir idda konusu oldu ilçede.

Belediye önünde bekleyen üç işçinin durumu ise daha tramvatik bir hal almış durumda.  Bu üç işçiyi belediye başkanı işten atmayarak süründüreceğim sizi dediğini söylüyorlar. Yani belki de günlerce belediye önüne getirip götürecek gibi. Bu durum nerede son bulur nasıl olur bilinmez ama hiç hoş olmayacağı kesin.  İşçiler ise her gün belediye önünde mesai doldurmak zorunda kaldıkları için uzayan rahatsız tabi. Belediye çalışanları diyor ki,  "Başkan bizi işten de atmıyor, geri de almıyor. Kanunen hakkımızın ölmemesi için ise bizlerde mecburen burada mesai doldurmaya devam ediyoruz” diyorlar. Yani hiç bir şey yapmadan sabah belediye önüne gidip akşam mesai bitimine kadar bekliyorlar. Şimdi yazık günah değil mi bu insanlara. Bu duruma hangi (nasıl) bir insanın vicdanı razı gelir ki. İnsanlık adına da ilçemiz adına da kesinlikle hiç hoş değil.

Şimdi üç işçi belediye önünde ve işten atılmamış, aynı zamanda çalışmalarına da musade yok. On bir işçiye noterden çıkış verilmiş. Geriye kaldı on altı kişi. Eee bunlar nerde derseniz. Bunlara da kendi görevlerinin dışında çalıştırıp, baskı ve mobing uygulandığını bütün ilçe biliyor.

Konu ile ilgili diğer bir eleştiri ise meclis üyelerinin hiç bir ses çıkarmaması ayrı bir rahatsızlık durumu haline gelmiş ilçede.  Ve belediye başkanının her fırsatta ve ortamda dile getirdiği "Biz belediyenin bir kuruşunu bile hesap etmek zorundayız" dediği herkesçe biliniyor. Herkes biliyor ama işçileri atmak için ise acımadan bedeli  5 trilyona bile mal olsa harcıyacağını iddia etmesi, bu ne tezatlık dedirtiyor insanlarda.

Konuyu değerlendirme açısından daha yazacak çok şey var belki ama, şunu ifade etmeliyim ki,  bu durum her iki taraf açısından da köprünün altından daha çok su akıtır gibi. En büyük zararı kim görür dersiniz, bence belediye tarafı derim.

Velev ki aksi olacak diye düşünürsek, yani olurda belediye çalışanları geri işlerine dönerse bile, bundan sonrasında her iki tarafın da diken üstünde olacağını ve herkesin biri birinin açığını kovalayacağını düşünüyorum. (Böyle düşünmeme sebep ise yedi yıldır yaşadıklarımız ve gördüklerimiz.) Her iki taraf açısından hayırlısı nasılsa öyle olsun. Hakkı bilen için “Herkesin rızkına Allah’ın ölünceye kadar kefil.”

Yani söz hasıl benimki tamamen olayları değerlendirip bölgenin bir gazetecisi olarak kamuoyunun bilgisine sunmak. Senaryolar çok. Yazacak şeylerde çok.

Yorum sizlerin…

Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle… Hoçakalın…