"GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER."

  KAZANMAK MI KAYBETMEK Mİ? Şu yalan dünya birçoğumuzu girdabına alıp maalesef istemediğimiz noktalara çekiyor

 

KAZANMAK MI KAYBETMEK Mİ?

Şu yalan dünya birçoğumuzu girdabına alıp maalesef istemediğimiz noktalara çekiyor. Şu geçici dünya, ne onsuz ne de olunmayacak bir mekân halinde. İşine karışsan bir türlü karışmasan bir türlü! Bu hızlı ve çoğu zaman anlamsız akışa akıl erdirmek te kolay değildir.
“Akıllı adam odur ki bu dünyada ne kazandığına sevinsin, ne de kaybettiğine üzülsün!” hakikati tam bir tesellici, ilaç, tedavi ve çıkış yolu.
Aslında “kazançlı” olmanın tek şartı var; dünyanın mahiyetini tam olarak bilmek ve ona göre davranmak. Kur’an tefsiri Risalei Nurlarda dünyanın üç yüzü olduğu vurgulanır.
Dünyanın üç yüzü var:
“Birinci yüzü: Cenâb-ı Hakk'ın Esmâsına,isimlerine bakar. Onların nukuşunu (nakışlarını) gösterir. Hakiki manada onlara âyinedârlık eder. Bu yüzü gâyet güzeldir. Nefrete değil, aşka lâyıktır.
İkinci yüzü: Âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır, Cennet'in mezraasıdır, rahmetin mezheresidir, teşhiridir. Bu yüzü de güzeldir. Tahkire değil, muhabbete lâyıktır.
Üçüncü yüzü: İnsanın hevesâtına bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın mel'abe-i hevesâtı, oyuncağı olan yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünki fânidir, zâildir, elemlidir, aldatır.”
Bunu iyi tahlil edilebilmesi durumunda toplumun büyük bir kısmı hayati bir nimete vasıl olabilir.
İnsanların birçoğunu maalesef kapsamın alan, cazibesine çeken, ilgilendiren dünyanın üçüncü yüzü olan hevsat, zevk ve eğlence kısmıdır. Bunun da manası; acılar, facialar, yıkımlar, yozlaşma, vurdumduymazlık, uyuşturucu, fuhuş, dolandırıcılık hırsızlık, kan ve kin demek oluyor.
Dünyevileşmenin tavan yaptığı bir ortamda, malayani, boş işlerle uğraşma, kimlik bunalımı, savrulma ve depresyon halleriyle devamlı iç içe yaşamak durumunda kalıyoruz. Normalleşmeyi sağlamak; ancak, inanca yönelme, aslına rücu ve dönüş gayretlerinin artması, sabır, iyi bir temel eğitim ve itidalle mümkündür. Bunun çıkar yolu da; İslam’a yönelmek, onu yaşamak ve Kur’anı rehber alarak hayatta tatbik etme gayretlerinin artmasıyla doğru orantılıdır.
Cehalet kaynaklı ihtilafın getirdiği her türlü olumsuzluğun panzehri, “Semaviliğin” gündeme alınması, “arzîliğin” yanlışlıklarından kurtulup meşru dairede aranacak yollardır. Manevi sahanın tahribine yol açacak her türlü maniler bertaraf edilmelidir. Kendi ellerimizle ömrümüzü, nesilleri ve mukaddeslerimizi tahrip edecek yanlışlara meydan verilmemelidir. Masum kitlelere, bilhassa gençlere sahip çıkıp müspet faaliyetlerle onların imdadına koşmak, ilimle, irfanla, eğitim, bilgilendirmek ve şuurlandırmakla onlarla güzellikleri paylaşmaktır.
Kur’an ve sünneti hiçbir dünyevi konuya alet ve kurban etmeden bu konuya eğitimle eğilinmelidir. Dini meselelerin sulandırılmasıyla başlayan hafiflik ve sapma hareketine bulaştırılacak en tehlikeli ve ciddi konu, “fitne ve nifakla iş gören derin yapıya eklemlenmektir. Hedefinden sapmayan sinsi oyunlara alet olmayan bir yol ve tarz gerekiyor. “Şeytanla meleğin anlaşamayacağı ve barışamayacağı çok bariz bir hakikattir.
Aklıselim sahibi olanlara düşen; “günü kurtarmak” değildir, bu olmamalıdır. İman kalesinden gedik verecek, delik açacak faaliyetlerin yanında ve içersinde olmamalıyız.
Medyanın her türlüsünün menfi cazibesinden uzak; sade ve müspet bir yol açıp muhabbet çiçekleri ve sevgiyle yollar döşemek. Kutuplaşmayı körükleyen, gizli komite zihniyetine karşı daima teyakkuzda olmamız gerekiyor.
Hayat yolculuğunda, “gök kubbede hoş bir sada bırakabilmenin” yolu sevgi ve muhabbettir. Kazanıyor muyuz, kaybediyor muyuz? Bu konuda emin olmalıyız.
“Makamlar, mevkiler, dünya zevkleri, şan, şöhret, alkış, şöhretin çoğu zaman sonucu hüsrandır. Zaman gösterdi ki; “şahsilik” ve “tek adamlık” yerine “şahsı manevi, kurallar ve sistem,hukuk,adalât, paylaşım, ortak akıldır. Bunları kazanmak için de sağlam bir maneviyatın olması gerek.
Cenabı Hak, şahsımızı, aile efradımızı, dostlarımızı, milletimizi, bütün Müslümanları ve insanlığı aklı selim ve inançlı davranmak nasip etsin, kaybedenlerden eylemesin inşaallah. (Âmin)
Bütün dünya idarecilerine ve milletlerine akıl, iz’an, sabır, feraset, basiret ve ufuk versin. Yanlış ve günahlara düşürmesin. Şeytan, Deccal ve Süfyanın oyunlarına getirmesin. Memleketimizi, milletimizi ve bütün dostlarımızı, inananları masum ve mağdur insan kitlelerini her türlü nifak, kan, öfke ve düşmanlıktan uzak eylesin. (Âmin)Nejat Eren - nejater07@gmail.com, nejateren@saidnursi.de