"GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER."

MANEVİ CD VE HOLLANDA'DA BİR HİDAYET HİKAYESİ İnsanın yaratılışını ve dünyaya gönderiliş sebebini Hz

MANEVİ CİHAD VE HOLLANDA'DA BİR HİDAYET HİKAYESİ

İnsanın yaratılışını ve dünyaya gönderiliş sebebini Hz. Allah Kur’anı Kerimde: “Cinleri ve insanları ancak Bana iman ve ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi: 56.) buyurmaktadır

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Ayat-ül Kübra adlı eserinde bu ayetin tefsirinde şöyle demektedir: . Bu âyet-i uzmânın  (büyük ayetin) sırrıyla, insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi Hâlık-ı Kâinatı tanımak ve Ona iman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı  (yaratılış vazifesi) ve fariza-i zimmeti, (üstüne farz olan vazife) mârifetullah ve iman-ı billâhtır (Allah’ı tanımak ve O’na imandır) ve iz'an ve yakîn ile (şüpheden uzak bir anlayışla) vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir.” Der ( BSN, Şualar, sh.166)

Gönül ister ki bin yıldan fazla İslamın bayraktarlığını yapmada büyük bir şeref kazanmış bu güzel topraklarda, ecdadımıza, tarihimize, inancımıza, adet ve geleneklerimize bağlı birer ferd olarak manevi alanda kendimize düşeni yapmaya çalışalım.

Hayat seyri içersinde dünyada çok garip şeyler oluyor. Hristiyan aleminde Hollanda da bir din görevlisi ve evladının bu konudaki küçük bir gayretinin harika bir neticesini ibretle okuyalım.

Hollanda’nın başşehri Amsterdam’da bir imam her Cuma günü on- onbir yaşındaki oğluyla şehrin sokaklarında dolaşır, İslâm’a dair kaleme aldığı küçük risaleyi dağıtır, insanları İslâm’a davet edermiş. Yine bir Cuma günü rahatsız olduğundan oğluna, “Bu hafta tebliğ için çıkmayalım” der. Bir insanın hidayetine vesile olmanın ne büyük bir saadet ve şeref olduğu hazzını defalarca yaşayan çocuk, babasına kendisinin yalnız çıkarak bu tebligatı yapmaya kararlı olduğu konusunda ısrar eder.

Şiddetli yağışın da olduğu soğuk bir kış günü İmam, oğlunun ısrarlarına dayanamaz ve “peki” der, onu gönderir. Çocuk Amsterdam sokaklarında dolaşır ve her gördüğü kişiye o risaleyi takdim eder. Muhataplarına, “Allah, seni cennetine davet ediyor.” der. Fakat hava soğuk olduğu için sokaklarda pek kimseler yoktur. En son elinde tek bir risale kalır, verecek birilerini arar, bulamaz.

Sonunda bir kapıya gelir ve defaatle zili çalar lakin kimse kapıyı açmaz. Tam dönerken yaşlı bir kadın açar kapıyı. Kadın, karşısında bir çocuk görünce ona, “Niçin geldiğini sorar.” Çocuk, “Allah, seni cennetine davet ediyor. Kur’ân’a iman etmeye sonra da ondaki buyrukları yaşamaya davet ediyor, gelir misin? Der.

Çocuk kitapçığı verir ve geri eve döner. Ertesi cuma, namazdan sonra babası mutad olduğu üzere cemaate vaaz eder. Ardından soru-cevap faslı başlar. Salonun arka taraflarında oturan kadınlardan biri ayağa kalkar ve şunları söyler,

“Ben önceki haftaya kadar Hristiyan’dım, eşimi kaybettim, çocuklarım da yok, hayatta birinci derece tek bir yakınım olmadığından aylardır kimse kapımı açmadı. Yapayalnızdım. Yalnızlıktan tarifi imkânsız bir krize girmiştim. Herkesin benden nefret ettiğini, topluma yük olduğumu düşünüyordum.

“Çünkü Batı’da emekli bir vatandaş topluma yük kabul edilir. Ölse de devletin yükü hafiflese diye düşünenler vardır. Lakin siz Müslümanlar, insanlar yaşlanınca onlara hizmet etmeyi ibadet kabul edersiniz.” Der. Ve hadiseyi detaylı şekilde şöyle anlatır.

“Ben, çocuğun bana risaleyi getirdiği gün evimin yatak odasına çıktım. Tavana bir ip bağladım.  Halkayı da boynuma geçirdim. Tam ayağımı sehpaya vurup intihar edecekken zil çaldı.” “bu saatte benim kapımı kim çalar ki?’’ deyip biraz bekledikten sonra tekrar intihara teşebbüs ettim. Zil ısrarlı bir şekilde çalınınca ipi boynumdan çıkarıp kapıya yöneldim, karşımda duran çocuk bana, “Ben Hz. Muhammed’in talebesiyim, Allah seni Cenneti’ne davet ediyor.” deyince sarsıldım. Çocuğun bana verdiği kitapçığı aldım, okudum ve Müslüman oldum!

Kadın sözlerini şu ifadelerle tamamlar, “Bana şu anda dünyada en mutlu insan kimdir, diye sorsalar tereddüt etmeden, kendimi gösteririm. Bundan sonraki ömrümü benim gibi zavallıların kurtuluşuna adadım. Ben de o çocuk gibi hayatımın geri kalan bölümünde Amsterdam sokaklarında dolaşacak ve insanlara ‘Allah, sizi cennetine davet ediyor.’ diyeceğim.” Diyerek bitirir!

Hayatın gerçek manası ve gayesi yaratanının tanıyıp O’nun rızası dahilinde ömür geçirmektir.

Ne mutlu Allah yolunda manevi cihad olan insanlara davet ve tebligat yapanlara! Günlük maddi, dünyevî, siyasî, malayani boş işlerle ömrünü telef edip geçirmeyenlere! 05.12.17 NEJAT EREN ANTALYA