HAKİKİ İMANIN İNSANLIĞA KAZANDIRDIĞI FAYDALAR 

'GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER

“GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER.”

EURONUR HASBİHAL KÖŞESİ

HAKİKİ İMANIN İNSANLIĞA KAZANDIRDIĞI FAYDALAR 

Hayat yolunun merkezinde eşrafı mahlûkat olan insan var. Külli irade sahibi Cenab-ı Hak, insanı yaratırken, onun mayasına “cüz’i iradeyi de” koymuştur.

Kâinatta en büyük hakikat imandır. Ondan sonra gelen ise; Namazdır. Îman ve küfür beşeriyet için büyük bir imtihandır. İlâhî iradenin, hikmeti gereği iman insanlık için saadet ve kurtuluş reçetesidir. Bu gerçeği yaşamak ve yaşatmak çok önemlidir.

Tercih hakkını, kendi, hür “iradesiyle” kullanan insanlardan Kur’an’da izah edilen şekilde hakiki iman cereyanında olanların; büyük bir saadet, ni'met, lezzet ve rahatla hayat süreceği Sünneti Seniyyedeki beyanlarla nazara verilip takdir edilmiş ve müjdelenmiştir.

Cenab-ı Hak şahsımıza, aile fertlerimize, akraba ve dostlarımıza ve hikmetinin gerektirdiği makul, mazlum, münasip ve mağdur insanlara böyle bir iman ve inanç nimetini kazandırıp yaşatsın inşallah.

Gerçek manada tahkiki imana sahip bir insan; yaratanını tanır ve hakkıyla kulluk eder. Hak ve hakikati görür, o doğrultuda hareket eder. Her yerde, herkese karşı hakperest davranır. Allah’a karşı olan ibadetlerinde ihlâslı ve samimidir. Yüzünü daha çok ahirete döner, dünyayı ahiretin tarlası ve mezraası görüp dünyevileşmeye mesafeli durur.  Emir tahtında hareket etme gayretindedir. İnsanlarla güzel geçinir, ahlâklıdır, dengeli ve adaletlidir. Bu dünya ve kâinatı pek güzel bir memleket olarak kabullenir, haddini aşmaz, rahat eder, çevresindekileri de rahat ettirir. Onun bu güzel huyu ve davranışı, hayat ve

İmanlı bir kalpteki;  herşeye pozitif bakma ve iyi görme hali bu âlem ve memleketi bir umumî şenlik haline getirir. Kendisi de, insanlık ve dünya için güzel bir nimettir.

Mü’min için, hayat ve yaşamak büyük bir mutluluktur.

Mü’min için, kâinattaki varlıklar arasında sürekli devam eden bir cazibe ve bir cezbe vardır.

Mümin için; arzın her köşesi, neş'e içindeki zikirhanelerdir.

Herşey ve herkes ona dost ve akraba görünür. Ötekileştirme, haset, küfür, nefret, kin öfke ondan uzaktır.

Bütün âlem, yaşasınlar, teşekkürler, terhislerin olduğu, umumi şenliği olan bir bayram yeri hükmündedir.

Kâinat, hiç susmayan; tekbirler, tehliller, zikirler, adeta bir davul ve musika-yı ilâhiyenin mesrurâne renk ve cümbüşleri ile süslenen bir şenlik alanıdır.

İman ve inancın sonsuz rahmet ve bereketi ile insanlık bahtiyarlık sahnelerini yaşamaya devam etmektedir.

İmanlı kimse; hem kendi,  hem umum halkın saadeti, süruru, mutluluk ve müferrah olmasına katkı yapıp yardımcı olur.

Hem; güzel bir ticaret yapar, hem Allah'a şükreder. Bunun neticesinde de; nihayet derecede âdil, merhametli, muktedir, intizâm seven,  müşfik bir melikin memleketinde padişahlara lâyık bir hayat sürer.

Yanlış vehimler, yanlış telakkiler  böyle imanlı bir gönülde yer ve mekân tutamaz.

Mü'min olan bir insanın gözünde; şu dünya; bir zikirhâne, bir tâlimgâh, bir meydan-ı imtihandır.

Bütün  hayvan ve insan ölümleri ise; bir terhistir. Hayat vazifesini bitirenler, bu geçici dünyadan; mânen mutlu bir şekilde diğer bir âleme giderler. Yeni vazifedârlara yer açarlar. Onların gelip çalışmasını sağlarlar.

Bütün hayvani ve insâni doğumlar ise;  askere, silâh altına, vazife başına gelmek hükmendedir.

Bütün canlılar; birer vazifeli mesrur asker,  birer müstakîm memnun memur hükmündedirler.

Bütün sadalar, haykırışlar ise; ya vazife başlamasındaki zikir vazife başlamasındaki  tesbih  vazife başlamasındaki paydostan gelen  şükürdür.  Her varlığın fıtri vazifesinin gereği olan çalışma ve faaliyetin neş'esinden  çıkan nağmeler hükmündedirler.

Bütün varlıklar bir mü'minin nazarında; Seyyid-i Kerîm'inin, Mâlik-i Rahîm'inin, birer mûnis hizmetkârı,  birer dost memuru, birer şirin kitabıdır.

Daha bunun gibi; pek çok lâtif,  ulvî, leziz, tatlı hakikatlar, îmanından tecelli eder.

“Îman; bir mânevî tûba-i Cennet çekirdeğini taşıyor.  selâmet ve emniyet; yalnız İslâmiyette

Ve imandadır.”

Aklı selim sahibi bir insan için en iyi ifade ve inanç daima: “İslâm dinini ve mükemmel iman nimetini ihsan ettiği için Allah’a hamd olsun” demektir. Son nefese kadar, aile efradımızla, sevdiklerimizle, makul kimselerle birlikte kendimiz ve insanlık için nice faydalı hizmetlerde berdevam etmek niyet ve temennisiyle.

21.06.18 NEJAT EREN GÜZLE GÜNDOĞMUŞ ANTALYA