İÇİMİZDEKİ ÇOCUK

  Hangi tanıdık rüzgarla gelir Bu yeni doğmuş çocuk kokusu İçimizde doludizgin kısraklar Uzaktan uzağa çağıldayan su Gökyüzü diri diri çiçekler açar Öper penceremi dal uçlarında Güneş daldan dala

 

Hangi tanıdık rüzgarla gelir

Bu yeni doğmuş çocuk kokusu

İçimizde doludizgin kısraklar

Uzaktan uzağa çağıldayan su

Gökyüzü diri diri çiçekler açar

Öper penceremi dal uçlarında

Güneş daldan dala haylaz çocuk

Binlerce yıldır avuçlarında

BEŞİR AYVAZOĞLU

                Hepimiz masum bir bebek olarak geliriz bu dünyaya. Kucaktan kucağa hoplatılır, eğer birazcık şanslı isek pamuklara sarılır, ninnilerle uyutulur, sevmelere doyamaz kimseler bizi. O denli masumuzdur ki insanlar tüm yorgunluğunu, mutsuzluğunu, umutsuzluğunu, tükenmişliğini bir nebze dinlendirmek unutmuş oldukları çocuk masumiyetlerini hatırlamak için huzurla bakarlar yüzümüze biz daha her şeyden bihaber en güzel uykularımızı uyurken beşiğimizde…

                Sonra bir zaman olur büyürüz. Hem de öyle çabuk geçer ki yıllar biz bile anlam veremeyiz. Ama biz daha dün kucaktan kucağa hoplatılan, yanağından gelen geçenin makas aldığı, leyleklerin getirdiği masalına inanan, çabucak öfkelenen, tez barışan, günlük yaşamın her alanını oyunlara çeviren haylaz, sevimli, kahkahaları ile ortalığı inleten masum çocuklardık. Bir anda ne oldu da bu kadar çabuk büyüdük . Nereye gitti o etrafımızda sevmek için sıraya giren kalabalıklar. Şimdi ne oldu da kaldık bir başımıza koskoca hayatla. Gülüşlerimizin bile rengi değişti, ağzımızın tadı kaçtı büyüdükçe. Oysa daha dün biran önce büyümek için gün sayan biz değilmiydik. Nereye gitti o çocuk ruhumuz kim aldı ruhumuzdan masumiyetimizi. Oynamaya doyamadığımız bilyelerimiz, sokaklarda çillik çomak oynayan çocuk, ruhumuzdaki neşe nereye kayboldu. Ayaklarımızın toprakla buluşmasına yetinmeyip, ağaçlara tırmanıp bulutlara dokunacağını zanneden çocuk ruhumuzu kimler aldı. Koşarken kan ter içinde kalan, bisikleti sırtlayıp en dik yamaca çıkan, atlayıp bisikletine gözlerini kapatıp, ellerini güvenle bırakan ,son hızla pedalı çeviren ve ruhunu olmadık masal diyarlarına götüren çocuk nerde şimdilerde.

Anlaşılmak ile anlamak arasında sıkışıp kaldı biz büyüdükçe ruhumuz. Galiba sevemedi, alışamadı büyüklerin dünyasına kayboldu gitti. Biz onu unutunca oda bizi unuttu. Ne oldu da bu kadar yabancılaştık kendimize ve ayrı düştük içimizdeki o masum çocukla. Niye büyümek bu kadar sancılı geldi hepimize. Büyürken yabancılaştık kendi ruhumuza oysa büyüyen sadece beden değilmiydi. Ruhudamı yaşlanırdı insanın. Kim dedi ki büyüyünce içimizdeki çocuğunda büyümesi gerektiğini kim anlattı bu yalancı masalı. Anlatan anlattı da biz neden bu kadar çabuk inandık ve tutmadık ellerinden içimizdeki o haylaz çocuğun . Çocuk gibi gülmeyi çocuk gibi ağlamayı çocukça hayaller kurmayı niye bıraktık. Elimizden mi aldılar büyüdük diye oyuncağımızı biz gidip yenisini alsaydık keşke. İçimizdeki çocukla derdi olup onu öldürmeye çalışanlara inat elinden tutup o çocuğun daha bir çocukça çıksaydık karşılarına. Kahkahalarımıza mı göz dikti birileri büyümüş olmanın verdiği ciddiyetle, daha bir çiçeklenseydik ve gülüp geçseydik alabildiğine çocukça. Büyüdün artık yerini bil, haddini bil, anlamsızca gülme, sen çocuk musun olgunlaş biraz deyip elimizden pamuk şekerimizi alanlara inat hep çocuk kalabilseydik.

                Kimsenin içinizdeki çocuğu yok etmesine izin vermeyin. Her ne olursa olsun sahip çıkın o çocuğa bırakın yeri gelsin salya sümük ağlasın, dağılsın ama sakın o çocuğu bırakıpta yol almayın hayatta, toparlayıp, yaralarını sarıp acımadı ki deyip devam edin hayata. Kimsenin o çocuğu öldürüp yerine olgun ama mutsuz, sevimsiz, neşesiz, heyecansız, tedirgin, güvensiz, hayalsiz bir ruh bırakmasına izin vermeyin.

                Çünkü insanlar çoktan unutmuşlar çocuk ruhunun güzelliğini. Herkesin suratında büyümüş olmanın verdiği bir ciddiyetle dolaşıyorlar dünyada. Oysa dünyanın en mutlu, bunca kötülük arasında bile temiz kalmayı başaran insanları, içindeki çocuğa sahip çıkan her ne yaşta olursa olsun çocuk ruhlu kalabilmeyi başaran insanlarıdır. O insanlardan kimseye zarar gelmez. Onlar çocuk gözleriyle bakarlar dünyaya, ağlamaları da anlıktır, öfkeleri de, kavgaları da isteseler de başaramazlar içlerinde o çocuk varken kötü olmayı. Onlarda bilirler gerçeği ama büyüdükçe bu kadar kirlince insanların ruhu baş edemezler hayatla ve sımsıkı sarılırlar, içlerindeki o çocuğa sığınırlar usulca. Eğer siz duyamazsanız sesini birileri fena halde canını yakar o çocuğun ve bırakır ellerinizin arasına. Bir daha isteseniz de çocuk saflığında yaşayamazsınız hayatı .Gülüp geçemezsin canını yakanlara, kalbini kıranlara, unutamaz olursun yanmışlıklarını, yanılmışlıklarını..Sonra nefret edersin herkesten, baş edemez hale gelirsin hayatla, kötü ruhlu insanlar senin de ruhunu kirletir.Bir bakmışsın içindeki çocuk susmuş bedeninin içine el birliğiyle bırakmışlar görmek istedikleri seni ve gelip oturmuş yüzüne hayatın sancısı. Kahkahalarının yerini asık suratın almış, gözlerinin ışıltısı sönmüş, gülemez olmuşsun tüm neşenle.

Hepimizin içinde küçük bir çocuk var sessizce duran onu keşfetmemizi bekleyen. Arayın bulun onu içinizde . Belki de bir ağacın arkasından el sallıyordur da siz görmüyorsunuzdur. Bulunca o çocuğu daha çok oyun oynayın, daha çok gülün geçin hayata ve insanlara. Bırakın ufaklık daha çok yakınlaşsın size . Büyüyen bedeniniz olsun kim demiş ruhlarda büyür yaşlanır diye, bakmasını bilene her daim gülümser, duymasını bilene seslenir o çocuk. Bulunca benim gibi sizde kucaklayın onu. İkinci kez doğun! Daha bütün, daha sevgi dolu, anlaşılmış, sevilmiş, güven içinde ve huzur dolu olarak.  Muhakkak ki bir yerlerde sizin gibi ruhu çocuk kalmış, belki yüzü gözü buruşmuş ama gözlerinde her daim afacan bir çocuk ışıltısı, her an gülmeye, oynamaya, ağaçlara tırmanmaya hazır, haylaz mı haylaz, ruhu heyecan dolu birileri vardı.  En olmadık bir anda karşılaşırsınız onunla ve konuşmadan hoşbeş etmeden ruhlarınız tanış çıkar. İçinizdeki büyümeyen haylaz çocuklardır yığınla insan arasından sizi buluşturan. İşte o zaman oyunlar kurarsınız o insanla oturup oynarsınız sizden ruhunuzdaki çocukları öldürmenizi isteyen hayata ve insanlara inat.

 

İçinizdeki çocukla kalın…

HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE.