İDEAL BİR DOST NASIL ELDE EDİLEBİLİR?

'GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER

“GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER.” nejater07@gmail.com,
İDEAL BİR DOST NASIL ELDE EDİLEBİLİR?
Dost olmak ve dost kazanmak hiç bu zamanda hakiki ve samimi dostlara ne kadar ihtiyaç var. Bütün değerlerin “dünyaya yönelik olduğu, günübirlik ve anlık değerlendirildiği, adalet ve hürriyet kavramlarının örselendiği, zulüm ve haksızlığın hakim olduğu zaman hakiki ve vefadar “dost bulmak kolay değildir.
İslâm’ın, imanın gerçek ve hakiki manasının tatbikatı olan; “ihlas” ve Allah rızasının esas alınması en kolay ve sağlam yoldur.
Muhatabımıza, “Siz benim için çok ehemmiyetlisiniz. Vefalı dost ancak senin gibi olur!” Diye hitap edilirse birçok sır kapısı açılabilir. Evet bu zamanda “vefalı dost” ancak İman ve İslam dairesinde daha kolay olacağı hayatın her kademesinde yaşanan tecrübelerle sabit olmuştur. Bu halis, samimi ve saf yol, küçük dünya işlerine kurban edilmemelidir.
Hayatın gerçekleri ve tecrübeleri ışığında, mevcut yaşantımıza yardımcı olacak bazı tecrübeleri birlikte paylaşalım.
Susmamız konuşmamızdan uzun sürmezse,
Dünya işleri için  kızmazsak,
Şahsımız için asla öfkelenmez ve öç almaya kalkmazsak.
Kötü sözlere ağzımızı alıştırmazsak.
Kendimizi şu üç şeyden alıkoyarsak: Kimseyle çekişmez, çok konuşmaz, boş şeylerle uğraşmazsak.
Umanı,  umutsuzluğa  düşürmezsek.
Kimsenin kusurunu araştırmazsak.
Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezsek.
Yanımızda en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlersek.
Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezsek.
Her zaman ağırbaşlı olursak.
Konuşurken çevremizdekileri adeta kuşatabilirsek.
Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berrak çıkarırsak.
Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürüyen; Ayaklarını yerden canlıca kaldıran, iki yanına salınmayan, adımlarını geniş atan, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilen, vakar ve sükunetle rahatça yürüyen.
Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezsek.
Bir gün kendimizden yaşça küçük bir dostumuzun omuzlarından tutarak şöyle diyebilirsek: "Sen dünyada garip bir kimse, yahut bir yolcu gibi ol!"
Her zaman, sade ve mütebbessim bir haletle durabilirsek.
Adet üzere sarf edilen hiçbir kötü sözü ağzımızsak.
Sıkıntılı hallerinde kabalaşmayıp, bağırmazsak.
Fakirlerle birlikte yiyip; onlardan ayırt edilmezsek.
Sade kıyafetler giyip, gösterişten hoşlanmazsak.
Konuşurken yüzümüzü başka tarafa çevirmezsek Bulunduğumuz mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazsak.
Sabahları evinden çıkarken şöyle söylersek: "İlahî, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve andırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım.”
Sıradan değil; ama sıradan insanlar gibi yaşamayı başarırsak.
Dostlukların artarak devam etmesi ve en iyi dostlukların hepimizin olması dileğiyle. Yeni yılınızda mutlu, sağlıklı saadetli bir hayat geçirmenizi temenni ediyorum. NEJAT EREN