İNSAN YETİŞTİRMENİN ÖNEMİ

İNSAN YETİŞTİRMENİN ÖNEMİ Merhaba sevgili okurlarım bu hafta sizlere kendimce gözlemlediğim çocuk yetiştirirken yaptığımız hatalardan bahsetmek istiyorum

İNSAN YETİŞTİRMENİN ÖNEMİ

Merhaba sevgili okurlarım bu hafta sizlere kendimce gözlemlediğim çocuk yetiştirirken yaptığımız hatalardan bahsetmek istiyorum. Canım anne ve babalar ne çok şey borçluyuz size değil mi? Hep sizdiniz bizim elimizden tutan, bizleri büyüten yetiştiren ve arkamızı kollayan. Siz de kendi annelerinizden babalarınızdan gördüğünüz ya da öğrendiğiniz gibi yetiştirmeye çalıştınız bizi. Evet kabul, her çocuğun anne şefkatine, baba desteğine ihtiyacı vardır. Ve bizim topraklarda bu zaten hep vardır. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Sorun ise çocuklarımızı aynı kendimiz gibi yetiştirmemiz. Yani çocuklarımızın birer birey olduğunu kabul etmeyip, onların bizim öğrettiğimiz çizgiden çıkmamasını istiyoruz. Çocuklarımızın ellini bırakmamız gereken zamanı bence biz hep kaçırıyoruz. Evet aile çok şeydir ve oldukça önemlidir .Ama bu desteğin bir şekli ve dozu vardır yani bence olmalıdır. Destek olmakla yönetmek, arkasında dağ gibi durmakla işlerine karışmak arasında ki ince çizgiyi biz toplum olarak sanırım karıştırıyoruz. Özellikle anneler J ahh canım anneler, o baş tacı anneler. Evet onları siz doğurdunuz tamam bunda bir sıkıntı yok ama onların sahibi değilsiniz. Evet belli bir yaşa kadar tüm ihtiyaçlarını siz karşılıyordunuz ama çocuklarınız büyüyor. Onların sizden bağımsız bir birey olduğunu unutmadan yaşamalısınız. Elini uzattığın da tutacak kadar yakın olun çocuklarınıza ama o eli sımsıkı kavramayı bırakın. Bırakın ki kendi kararlarını veren kendi yollarını çizen birer birey olabilsinler. Ama aileler genelde kendi doğruları ve istekleri üzerine çocuklarının kafalarına birçok şeyi yerleştiriyorlar. Onlar sizin projeniz ya da sizin hayatta yapamadığınız şeyleri sizin adınıza yapmak zorunda olan robotlar değil. Birer yarış halinde büyüttüğünüz çocuklar ilerde mutsuz oluyor. Kan tutanları doktor, çocuk sesinden rahatsız olan insanları öğretmen yapanlar ne yazık ki sizlersiniz. Hiç dönüp çocuğunuza sordunuz mu acaba o ne istiyor? Acaba o neyi seviyor ? Sanmıyorum.Ama sorun. Evet benim  evladım yok ama çevremde ki örnekleri gördükçe içim ürperiyor. Onlar adına tüm kararları veren sözde büyükleri neredeyse evleneceği kişiye kadar karışıyor . Beni de bir gülme alıyor ama sinirden. Evlatlarınız size ait bir eşya değil onlar sadece sizin aracılığınızla dünyaya gelen insanlar. Bu yüzden onları yetiştirirken,ayakları yere basan sağlam bireyler olsun istiyorsak bunun olmasına izin verin. Bırakın sizden farklı düşünsünler ama düşünceleri kendilerine ait olsun.Bu durumu özetlemek için sevdiğim bir şairin yine sevdiğim bir şiiri var onu paylaşmak isterim sizinle. ‘ Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, onlar kendi yolunu izleyen hayatın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler. Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.’ İşte bu mısralar tamda anlatmak istediklerimin özeti niteliğinde aslında. Dikkat çekmek istediğim diğer bir konu ise onlara sürekli bir şeyler söylüyorsunuz  ama onlar sizin söylediklerimizi yapmıyorlar. Bilin bakalım neyi yapıyorlar, sizden gördüklerini. Çocuklar sizin sandığınızdan çok daha zekiler ve tamamen sizi rol model alarak hayatı öğrenmeye çalışıyorlar. Sizi taklit ediyorlar. Onlara kızmaya pek hakkınız yok çünkü gördüğünüz aslında sizsiniz. Bir kere bile elinize kitap alıp okumamışsınız ama çocuğunuz kitap okumuyor diye şikayet ediyorsunuz. Edemezsiniz. Siz ailecek kitap okuma günleri yapmıyorsanız ,size ait bir kütüphaneniz yoksa evde siz çocuğunuz kitap okumuyor  diye kızamazsınız.Siz komşunuzla arkadaşlarınızla bir paylaşım içinde değilseniz çocuğunuz eve gelen misafire oyuncaklarını vermiyor diye de kızamazsınız. Siz sürekli bağıra çağıra isteklerinizi hallediyor ya da dile getiriyorsanız çocuğunuz dondurma istediğinde siz almadığınız zaman yerlere yatıp ağlıyorsa siz buna da kızamazsınız. Ellerinizde sürekli akıllı! telefonlarınız varken , çocuğum bu yaşta telefon bağımlısı oldu sürekli buradan bir şeyler izlemek istiyor diye hayıflanamazsınız. Ve size bir sır daha vereyim 3 -4 yaşında ki bir çocuğun telefon, bilgisayar  gibi nesneleri kullanıp oradan bir şeyler yapabilmesini övüne övüne anlatıyorsunuz ya hani ‘Bizim çocuk çok akıllı bu yaşta bunu yapıyor’ falan diye. Bana göre o pek övünülecek bir durum değil . 4 yaşındaki bir çocuk bu tür şeyleri bu kadar iyi kullanabiliyorsa eğer  annesi babası çocukla yeterince ilgilenmemiş ,vermiş eline telefonu bilgisayarı sürekli çocuk onlarla uğraşarak büyümüş anlamıyor geliyor. Çok akıllı olduğu anlamına falan gelmiyor yani. Ve davranışlarımız, yaşayışlarımız ya da yaşantı içinde onların bilinç altına isteyerek ya da istemeyerek soktuğumuz birçok şey.  Bunlara gerçekten çok dikkat etmeliyiz. Günümüzde maalesef ki kadına şiddet,taciz olayları çok fazla. Bu kanayan yara daha önce de belirttiğim gibi gün geçtikçe daha çok kanıyor. Bunu yapan insan dışı varlıklara cezaları elbet yetkililer verecek ama biz bizi ilgilendiren kısımlarına artık daha çok dikkat edelim. Maalesef ki bizim topraklarda erkek çocuk takıntısı olanların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. İnsanların  erkek çocuk,erkek torun gibi algıları olduğu sürece de bu topraklarda bu erkek egemenlik devam edecek gibi.Çünkü soyu devam edecekmiş beyefendinin. Tabi oldukça asil bir soydan geldiği için illa devam etmeli .İşte bu mantıkta sürekli  bastırılan duygular çocukların içinde ben erkeğim üstünüm izlenimini taşıyor. Doğumuyla başlayan bu üstünlük hissi hayatı boyunca hep onunla devam ediyor. Ve yetiştirme tarzında devam eden bir sürü saçma sapan yanlışlar bugünün tablosunu gözler önüne seriyor. Bebek doğuyor bakıyorlar erkek başlıyor hemen baba ‘erkek adamın erkek çocuğu olur’ demeye. Ne cahilce. Sonra çocuk kendini tanımaya etrafı tanımaya başlıyor yavaş yavaş. Akşam gezmelerinde özellikle göster olum amcana pipini diye bir cahillikle devam ediyor olay. Çocuk pipisinin ne denli gösterilmeye özel bir olgu olduğunu yerleştiriyor beynine. Karşısında meraklı bir izleyici var,alkış kıyamet kıkır kıkır gülmeler. Terbiyesizliğin biri bitmeden diğeri başlıyor. Erkek olduğu için onurlu bir üstünlüğü olan çocuğumuz büyüyor. Sünnet olacak yaşa geliyor. Oğlunun pipisi kesilecek diye dizi setinden çıkıp gelen anneler , hiçbir masraftan kaçmayıp bunun için eğlence düzenleyen babalar. Bu şerefli gün uğruna atılan göbekler yenilen yemeklerle devam ediyor . Neyi kutluyoruz oğlumuzun pipisi kesildi. Hiç kimse de kızımızın adet gördüğü günleri de kutlarız inşallah demiyor ama, sebep ? Birini davul zurna eşe dosta davetiyle duyuran biz ,kız çocuklarımızın adet görmesini utanılacak bir olguymuş gibi saklıyoruz. Neden ? Farkı ne ? Çocuk burada bir kez daha anlıyor ki pipi  çok önemli. Sonrasında kendisinden büyük ablası eve geç kalınca kıymet koparken , erkek adamsın gez oğlum, erkek adamsın yap oğlumla büyüyor. Ve sonra büyütüldüğü gibi bir baba oluyor . Ne yazık . Lütfen sadece cerrahi bir operasyon olan sünneti bu kadar erkekliğe mal edip küçücük çocuklarımızın aklına yanlış şeyler yerleştirmeyelim. Büyüyünce her şeye hakkı olduğunu düşünen erkekliğin üstünlük olduğuna inanan bir birey olmasın.

Velhasıl sevgili okurlarım, anne baba olmak gerçekten zor bir iş. Sıfırdan bir insan var karşınızda ve sizin verdiğiniz şekillerle büyüyor. O insanı yetiştirirken yaptığınız şeylere dikkat edin.Özellikle  günümüzde uyarıcılar  çok fazla bu yüzden çok daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor .Gerçekten iyi yetiştirebileceğiniz sayıda evlat sahibi olun ve bir ‘insan’ yetiştirin . Sevgiyle kalın J