KÂFİRLE ÇATIŞMAYI GÖZE ALAN MÜSLÜMANA TÜRK DENİR (1)

  KÂFİRLE ÇATIŞMAYI GÖZE ALAN MÜSLÜMANA TÜRK DENİR (1) Kâfirler asırlar boyu Türkleri nasıl yenebiliriz sorusunun cevabını aradılar

 

KÂFİRLE ÇATIŞMAYI GÖZE ALAN MÜSLÜMANA TÜRK DENİR (1)

Kâfirler asırlar boyu Türkleri nasıl yenebiliriz sorusunun cevabını aradılar. Sokullu Mehmed Paşa, "Biz sizden Kıbrıs Krallığı'nı alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yenmekle bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür biter." diyerek 1571 İnebahtı Deniz Muharebesi’nde aldığımız yenilgiyi geçiştirmeye çalışsa da kâfirlerin Lepanto dediği İnebahtı’da aldığımız mağlubiyet Türkler de mağlup edilebilir fikrinin oluşmasını sağladı. İsmet Özel’in dediği gibi bizim Türk tarihinde dönüm noktası, 1571 yılıdır yani İnebahtı Deniz Savaşı’dır. Hristiyan takvimiyle 1571 yılına kadar Avrupalılar,Türklerin yenilebileceğini hayal bile etmiyordu. O tarihe kadar bir çok Avrupalı Amerika’ya kaçmanın planlarını yapıyordu.1571’den itibaren Türk tehlikesi geçti diye düşünmeye başladılar ama yinede bu Türklerin sağı solu belli olmaz fikri hakimdi. Bunun için Türkleri önce Balkanlardan sonra Anadolu’dan atmak gerekiyordu. Bu bağlamda 19.asırda İngiltere eski başbakanı Gladstone,’’Türkler, insanlığın insan olmayan numuneleridir. Medeniyetimizin bekası için onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu’da yok etmeliyiz.’’ diyordu. Gladstone bunun formülünü de ‘’Ya Kur’an’ı Müslümanların elinden almalıyız ya da Müslümanları Kur’an’dan soğutmalıyız’’ şeklinde deklare etmişti.1956 yılına kadar Viyana’da Türkler geliyor mu diye gözetlemekle görevli bir memur olduğu,İzlanda’da Türk öldürmenin 1970’li yıllara kadar suç olmadığı akla getirilirse Avrupalı için ‘’Türk’’ ötekiydi.Türkler matbaayı icat etmemişti ama Gutenberg matbaayı icat ettikten sonra basılan kitapların büyük çoğunluğu Türk düşmanlığı üzerine yazılan kitaplardı.Yani bir bakıma matbaayı Türkler ayakta tutmuştu.

İşte batı dünyasında Türkoloji’nin Gladstone’un ‘’Kur’an’ı Müslümanların elinden alma’’ amacıyla doğduğunu söylersek mübalağa etmiş olmayız. Malumunuz üzere Türkologların ekseriyeti gayr-ı müslimdir. Dünyada ilk Türk Derneği’ni Macaristan’ın Budapeşte şehrinde açan Armin Hermann Vambery’dir. Vambery, İngiliz ajanı olarak bilinir. Orhun Abideleri’ni 1893 yılında Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen, Rus Türkolog Vasili Radlof'un yardımıyla çözmüş ve bilim dünyasına sunmuştur. Orhun Kitabelerini deşifre ettikten sonra yayınlayan Thomsen bu kitabeleri ''Nihayet Muhammed dünyası soluğunun henüz ulaşmadığı Türk dili ve edebiyatının en eski anıtları...'' diye tavsif etmiştir. Yani ağzındaki baklayı çıkararak amacının Türklüğün sözde gayri Müslim kökenlerini bulmak olduğunu ağzından kaçırmıştır.
İsmet Özel’in dediği gibi gâvurlar bir Türk icad ettiler ve başımıza sardılar. Bugün Türklük diye bildiğimiz şey Türk olmayan Türkologların bize öğrettiğidir. Sat bilimsel kaygılarla değil de İslâm'dan kopuk bir Türk icad etme amacıyla yola çıkan Thomsen, Radlof ,Vambery ve Cahun gibi Türkologlar büyük oranda başarılı da oldular.Zaten Türkleri Anadolu’dan atmak isteyen kâfirler bunu bilimsel bir temele oturtmak için Türklere bir anayurt uydurdular.Amaçları, bilimsel keşifler yapmak değil, Türklere siz Anadolu’ya sonradan geldiniz,siz burada işgalcisiniz diyebilmekti.Bu minvalde, İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı Durmuş Küçükşakalak’ın işaret ettiği üzere Anadolu’ya 5000 km daha yakın olduğu için çok daha eski tarihli olmasına rağmen Yenisey Kitabeleri’ni değil de Orhun Kitabeleri’ni ön plana çıkardılar.Çünkü amaçları Türkleri mümkün olduğunca uzağa atmaktır. (devamı haftaya)