KENDİNİ BİLMEK DENGELİ YAŞAMAK.

'GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER

“GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER.”

KENDİNİ BİLMEK DENGELİ YAŞAMAK.

Bu haftaki yazımda; Çok değerli tefekkür sahibi, hatip ve sempatik insan avukat Hayati İnanç’tan güzel tespitleri paylaşmak istiyorum.

“İmamı azam hazretleri çamurlu bir yolda Bağdat sokaklarında sabah namazına giderken önünde giden bir çocuğu gördü. Yol çamurlu, çakıllı, zor! İmam ona; “yavrum dikkat et çamurlu yolda düşersen dizin acır!” dedi. Çocuk imama dönüp şöyle söyledi. Esas siz dikkat ediniz. Ben düşersem dizim acır. Fakat siz düşerseniz Ümmet gider!” dedi.
            “İmamı Azam hazretleri bunu duyunca hüngür hüngür ağlamaya başladı. Bu çocuğa bunu kim söyletti. Eskiler derler ki ağızdan Çıkan kullaktan döner kalpten çıkan kalbe gider.
Söylüyorum dinlemedi diyorsun da sen acaba söylediğin sözü ihlaslı söyledin mi? İnsan söylediklerine bakması lazım İhlasla mı söylüyor yoksa ihlassız söylenen sözler tesir etmez. Herkes kendini bu konuda kontrol etmelidir.
            “İhlâsla söylenen söz yerini bulur ve tesirini icra eder.”

“Çünkü kalbindeki İhlâsı bir Allah bilir bir de sen. Çünkü ihlâs Allah ile kul arasındaki sırdır.”
            “Melek Bilmez ki yazsın şeytan bilmez ki bozsun.Mümin söze inanır münafık göze.”

“İman gayba imandır. Eğer gayb değilse o iman olmaz!  Gördüğüne inanmak ta iman sayılsaydı Firavun mümin sayılırdı. Kızıl denizde boğulurken firavunun feryadın şu; “Musa’nın Rabbine iman ettim.” Ona dediler ki; “Sen Musa’nın sözüne inanmadın gördüğüne inandın! Bu iman değil!””
            “Cebrail aleyhisselam sordu; “Ya Rabbi en sevdiğin mahbubun Hazreti Muhammed aleyhissalatu vesselam; Hem Öksüz, hem yetim, çölde doğdu, bütün hayatı sıkıntı içersinde geçti. Ne kadarz ızdırap varsa onun üzerine yağmur gibi. yağdı. Dedesi çocukken vefat etti. Yetim olarak amcasının yanda kaldı. Hiç ona gün yüzü göstermedin neden?” dedi.
Allahüteala cevap buyuruyor; “benden başkasından bir şey ümit etmesin!” diye. Bütün sevgileri kalbinden söküp atmış . İşte aşk böyle bir şey!”
            “Aşk büyük olunca sevgi de büyük oluyor. Kıskançlık da büyük oluyor. Bakmasına tahammül etmez sanki. Hafızı Şirazi diyor ki; “sevgilimle geziyorduk elelele haberim yok bakmışım bir çiçeğe! “Utanmıyor musun!” dedi ve ekledi; “Ben varken nasıl bakarsın güle!” Çok sevilenin cilvesi çok çetin olur.”
             “Günümüzdeki aşk anlayışı tamamen farklı. Nefsinin arzusuna aşk adını vermek Altından taç giydirilmiş kel başa benzer. Aşk insanı olgunlaştıran, ona yolda refakat eden menzile ulaştırmak üzere ona binek olan bitmeyen sonsuza açılan bir şeydir.”
            “Aşık Veysel’e sordular; “aşk nedir?”diye. “İstersin vermezler! Aşk olur! “Dedi.

“İnsanın kendini anlaması, kendini tanıması, kendine Dönüp bakması en zor olanı.
Göz her şeyi görmek için dizayn edilmiş. Her şeyi görüyor kendini görmüyor! O yüzden denilmiştir ki; “kendini bilen Rabbini bilir. “Men arefe nefsehü fekad arefe rabbehu”
Peygamber burayı buyuruyor ki. “Bahtiyar odur ki kendi kusurunu görmekten başkalarının kusurunu görmeye vakti yok.”
            “Bedbahttır o kimse ki; Başkalarının kusurunu aramaktan kendine Sıra gelmez. Ömrü biter.”
            “Arifin birine; “Allahın niye seversin?” diye sorarlar. Arif cevap verir. “Komşu bilmez bağırır! Allah bilir örter!”
            “Neyi kusurumu! Komşu bilmiyor. Şöyle böyle bir tahmini var. Ama beni rezil ediyor bağırıyor çağırıyor. Ama Allah biliyor örtüyor. Ondan seviyorum Allah’ı” dedi.

Hakkı ve kendini bilecek bir hayat tarzı yaşmak ve sürdürmek temenni ve dileğiyle.  NEJAT EREN   (Kaynak hayati Kıvanç)