Lanetli Şeytanla ortaklık etmek istermiyiz?

  Değerli Okuyucularımız! – Şeytan bir insan olsa, onunla herhangi bir şekilde ortaklık tesis ederek, malınızın bir bölümünü Şeytan'a teslim eder miydiniz? -Şeytan'ın, çocuklarınızdan birisini al

 

Değerli Okuyucularımız!

– Şeytan bir insan olsa, onunla herhangi bir şekilde ortaklık tesis ederek, malınızın bir bölümünü Şeytan'a teslim eder miydiniz? -Şeytan'ın, çocuklarınızdan birisini alıp gitmesini ya da çocuklarınızın uzuvlarından birisine çöreklenmesini ve onu, kendi keyfine göre kullanmasını ister miydiniz? -Sizin elinizi, ayağınızı, gözünüzü, kulağınızı, kalbinizi veya dimağınızı, Şeytan kontrol etmeye ve hükmetmeye talip olsa verir miydiniz? Zorla el koysa, razı olur muydunuz?

-Şeytan bir insan hüviyetine girip “Ben Şeytan'ım” diyerek kapınızı çalıp misafir olmak istese evinize konuk eder miydiniz? -Ya Şeytan'la arkadaşlık yapmaya ne dersiniz?

Şeytan'la dostluk kurmayı ister miydiniz? Eminim ki, bu sorulara vereceğimiz cevaplar “Hayır” olacaktır.

Şeytan bütün bu işleri ete kemiğe bürünmüş bir varlık hüviyetinde yapmıyor, ama Şeytan bu işleri yapıyor.

Kuran, Şeytan'a karşı insana yönelik ikazlarla dolu.Şeytan “insanın düşmanı” olarak niteleniyor

Üstelik Rabbin karşısında küstah ve iddialı:-İnsanlardan birçoğunu Sana ibadet eder halde bulmayacaksın.

O Rabbin huzurundan kovulmuş ama insanın dünya sınavında bu izin verilmiş ona.

Kuran bilgisine göre Şeytan bilinçli ve “apaçık” bir düşman, insanla kavgasını bilinçli bir tarzda sürdürecek.

O, aptal bir varlık değil. O, insanı azdırmak için oyun kuran bir varlık.

İnsanın onları göremeyeceği yerden onları görebilme özelliği verilen bir varlık. (Araf, 27)

 

Şeytan var ve yine Kuran bilgisi, onun insanla birlikte var olacağını, hatta Mahşer ortamındaki hesaplaşmada da yer alacağını ortaya koyuyor.

Şeytan'ın varlığını biz, onun öncülük ettiği, teşvik ettiği amel ve davranışlardan anlıyoruz.

Şeytan'ın öncülük ve teşvik ettiği ameller ise, yine Kuran bilgisine göre, “Allah'ın doğru yolundan saptırılarak yapılan işler” oluyor. Araf suresi, 16-17'inci ayetler, Halik-ı Zülcelal karşısındaki bu “Şeytan duruşunu önümüze koyuyor:

“İblis, "Öyleyse, beni azdırmana karşılık, andolsun ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra, önlerinden arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın..." dedi.”

Bu bir meydan okuma. Şeytan’ın “eylem alanı” gerçekten çok geniş ve mahvedici.

-Mesela ona, gücünün yettiğini aldatıp kötülüklere kaydırma imkânı veriliyor. (İsra, 64)

-İnsan Şeytan'ı göremiyor, ama Şeytan insanı görebiliyor. Şeytan insana sağından solundan, önünden arkasından yaklaşıyor ve onu bir yerlere sürüklemeye çalışıyor.

-Şeytan, dostlarına, Allah'ın yolundan sapmayanlarla mücadele etmeleri için telkinde bulunabiliyor. (En'am Suresi, 121)

-Şeytan, bir davranışı süsleyerek, fenalıkları güzel göstererek (Hicr, 39) kabul edilebilir hale getiriyor.

Yani, insanın beklentilerine, eğilimlerine uygun bir veçheye büründürüyor işleri... Bir tür makyaj yapıyor-Şeytan bazen arkadaş gibi sokuluyor insana... (Zuhruf, 36)

 

Yalnız Allah Teâla, Şeytan'ın insana karşı bu topyekun harekatının sonucunun illa da onun zaferi ile sonuçlanmayacağını da bildirmektedir. “Benim gerçek kullarıma senin asla bir hâkimiyetin olmayacaktır” ayeti, İsra 64'teki “

...önlerinden arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın..." dedi.” ayetinden sonra gelmektedir. (İsra, 65)

Çünkü yine Allah Teâla’nın bildirdiğine göre “Gerçek kulluk, Rabbin koruyuculuğunun da vesilesi olmaktadır.” (İsra, 65)

Bütün bunlardan sonra şimdi durup düşünelim: Bu bilinçli düşmana karşı nasıl bir kişilik kuşanılmalıdır ki, gerekli savaş verilebilsin.

-Onunla dost olmamak, arkadaş olmamak temel davranış şekli.

-Allah'ın gerçek kulu olma çabası, Şeytan'a karşı kuşanılabilecek en önemli korunma zırhı.

-Kuran’da “Şeytan sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister” (Maide, 91) buyruluyor.

Bir başka ayette “Allah'ı zikretmekten uzak yaşayana şeytan'ın arkadaş olacağı”(Zuhruf, 36) belirtiliyor. Demek ki, korunma namaz ve Allah'ı anmak (zikr) la olacak.

-Şeytan'ın Şeytanca yürüyüşü, Allah'ın emrini sorgulamak ve karşı gelmekle başladı. Öyleyse mümin için en öncelikli hassasiyet, Allah'ın buyruklarına kalbi bir teslimiyetle itaat ve boyun eğmedir.

-Ve son: Her türlü Şeytan hilesine karşı Allah'a sığınmak...

Rabbim her türlü şeytanın oyunlarından bizleri ve neslimizi muhafaza etsin. Başka bir sayıda buluşmak dileği ile Allah’a emanet olunuz.