MEVLİT KANDİLİ

  Değerli Okurlarımız! Bu makalemizde 29 Kasım 2017 Çarşambayı perşembeye bağlayan gece idrak edeceğimiz ''Mevlit Kandilinden'' bahsedelim istedik

 

Değerli Okurlarımız!

Bu makalemizde 29 Kasım 2017 Çarşambayı perşembeye bağlayan gece idrak edeceğimiz ‘’Mevlit Kandilinden’’ bahsedelim istedik.

Bir Müslüman için uğruna verilecek sevgilerin en yücesi şüphesiz, sevginin kaynağı ve bir ismi de “Vedûd” olan Allah’tır. Müslüman, Allah’a ve onun dostlarına engin muhabbet besleyen kişidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise Allah dostlarının önderidir. İlahi sevgiye ulaştıran bir rehberdir. İnancımızın ve ibadetlerimizin temelinde sevgi, daima ön plandadır. Allah’a imanımız da sevginin eseridir. Çünkü şuurlu bir iman ve ibadet ancak sevilen hak mabuda yapılır. Bu sevme eylemi dilde kalmadığı, gönülde karşılık bulduğu durumlarda bir anlam taşır.

Dolayısıyla Allah’a ve peygamberine olan sevgimiz, emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmakla mümkündür. Nitekim Kuran’ı Kerim bu sevgiyi ispatlamanın yolunun Resulüne itaatten geçtiğini şöyle vurgulamaktadır. De ki: "Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Allah çok merhametli ve bağışlayıcıdır.”(Al-i İmran 31). Bununla birlikte Yüce Allah Rasûlüne itaatin yanında müminlerden Hz Peygamberin canını kendi canlarından bile üstün tutmalarını istemiş ve bu konuda şöyle buyurmuştur: “Peygamber, müminler için kendi canlarından ileridir. Onun eşleri de onların anneleridir.”(Ahzab 6)  Peygamberimizi canımızdan ve tüm sevdiklerimizden daha çok sevmek, ancak O’nun yolunda gitmekle olur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) de kendisinin her şeyden, herkesten daha çok sevilmesi hususunda şöyle buyurmuştur. ”Sizden biriniz, beni anasından-babasından, çoluk -çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz”( Buhâri, İman 8;Müslim, İman 70) İşte bu sebeple, Hz. Peygamber’e gönülden inanan ashabı ondan gelen emirleri büyük bir teslimiyetle yerine getirdiler. O’na derin saygı duydular, derdine ortak oldular. Ayağına batacak dikene bile razı olmadılar. Hidayetin insanlara ulaştırılmasında, O’na her zaman maddi ve manevi destekte bulundular. Onu her şeyden fazla sevdiler. Bizim için bir lütuf olan Hz Peygamber (s.a.v.)’in Allah’ın elçisi olduğuna inanmanın yanında O’nu samimiyetle sevmeli, O’nun sünnetini öğrenerek kendimize rehber edinmeliyiz.

Milletimiz de asırlardır Sevgili Peygamberimize derin bir muhabbet duymuş Onun doğduğu günü kutlu gece ilan ederek aziz hatırasını yâd etmek üzere çok sayıda manzum ve mensur eserler meydana getirilmiş, bir mevlit edebiyatı oluşmuş, bu maksatla merasimler tertip edilmiştir. Bu merasimler vesile edilerek milletimizin peygamberimize olan sevgisi perçinleşmiş ve toplumuza Onun sevgisi etrafında birlik ve beraberlik mesajları verilmiştir.

Anadolu insanı Hz. Muhammed (s.a.s.)’e olan sevgisinden ve bağlılığından dolayı çocuklarına onu hatırlatacak isimler vermektedir. Erkek çocuklarına Mehmet, Ahmet ve Mustafa gibi isimleri tercih etmişlerdir. Bu hususta bir inceliği de dikkate alarak ''Muhammed'' ismini verecek olursa ağzından çıkabilecek bir hatalı ifadeden dolayı Peygambere saygısızlık olmasın diye daha çok “Mehmet” olarak isimlendirmeyi uygun görmüşlerdir. Bilindiği gibi, gül motifi Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bir simgesi olarak kabul edilmektedir. Anadolu'da kız çocuklarına Gül, Güldane, Gülser, Gülseren veya Güllü gibi isimler verilmesinin sebebi de peygamber sevgisidir.

Milletin ordusuna, adeta Hz. Muhammed (s.a.s.) gözüyle bakılmasından dolayı “Küçük ve sevimli Muhammed” manasına gelen “Mehmetçik” ismi verilmiştir. O’nun mensup olduğu askerlik mesleği ile icra ettiği görev ve hizmetinin önemini vurgulamak için de, “Peygamber Ocağı” denmiştir.

Topkapı Sarayı’nda mukaddes emanetlerin bulunduğu dairede gece ve gündüz ara verilmeksizin yüzyıllar boyunca Kur’an okunması teamül haline getirilmiştir. Asırlar boyunca Mekke ve Medine halkını maddî yönden desteklenmiş, “Haremeyn” vakıfları kurulmuştur. Her yıl üç aylar girdiğinde Anadolu insanının katkısıyla, Kudüs, Medine ve Mekke’deki Müslümanlara ulaştırılmak üzere para, kumaş vs. kıymetli eşyanın gönderildiği “Sürre Alayları” tertip edilmiştir. Bütün bunlar Anadolu insanının Hz. Peygambere duyduğu sevginin güzel tezahürleridir.

Değerli okuyucularımız! Efendimizi razı edecek ve onun şefaatine nail olmayı nasip edecek en güzel davranışımız, onun yaşam tarzı olan ‘’Sünneti’’ hayatımızda uygulamamızdır. Kuru kuruya sevgi bir şey ifade etmez, kişi sevdiğini üzmez. Peygamberimizi incitmeye hakkımız yoktur. Bizim üzerimize titreyen bize çok merhametli olan Peygamberimizin yolundan Rabbim hiçbirimizi ayırmasın. Bu vesileyle Kandilinizi şimdiden tebrik eder sizlere ve İslam âlemine hayırlar getirmesini yüce Rabbimizden niyaz ederim.

Bir başka sayıda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olunuz.   (Sinan ÇETİN -Gündoğmuş İlçe Müftüsü)