MÜSLÜMANCA HAYAT KALİTESİ(MUAMELAT)

    Değerli Okurlarımız! Bu haftaki makalemizde günlük yaşam anlamına gelen ''Muamelat'' ifadesinden, kısaca Müslüman'ın günlük yaşamı ve tavırlarından bahsedeceğiz

 

 

Değerli Okurlarımız!

Bu haftaki makalemizde günlük yaşam anlamına gelen ‘’Muamelat’’ ifadesinden, kısaca Müslüman’ın günlük yaşamı ve tavırlarından bahsedeceğiz.

Müslüman’ın şahsiyet çerçevesinin tahlili yapıldığında şu dört madde tespit edilmiş:

-İman-İbadet-Muamelat-Ahlâk

Bu demektir ki, Müslüman’ın imanı olur, ibadeti olur, muamelatı olur, ahlâkı olur.

İslam ise, bunların “Müslüman’ca” olmasını ister. “Allah nezdinde din yalnız İslam’dır” ayeti, ya da “Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” (Al-i İmran, 85) şeklindeki ayet, bizden İslam içinde bir bütünlük istemektedir.

Bu durumda

Müslüman’ca bir iman...Müslüman’ca bir ibadet,Müslüman’ca bir muamelat,Müslüman’ca bir ahlâktan söz ediyoruz demektir.Bu konuyla ilgili olan şu iki ayeti iyi anlamak gerekir:

“İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece “İman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?”

“Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.” (Ankebut, 2-3)

“İman ettik demeleriyle bırakılıvermeme” ikazı, bir, işin “imandan öte” bir boyutu olduğunu ihtar ediyor, iki, bütün bu işleri “Deyivermekle” olmayacağını ihtar ediyor. Rabbimiz ispat istiyor,sözde iman,sözde bağlılık istemiyor.

Rabbimiz, yeryüzüne indirdiği varlığa, “Beni bildikten, bana bağlılığını ifade ettikten sonra ne halin varsa gör” demiyor.

Orada yalnız, tek başına değil insan. Hemcinsleri var, başka varlıklar var.

Ayrıca bir de düşmanı var insanoğlunun. Rabbin huzurunda aykırı bir görev üstleneceğine adeta yemin eden bir varlık. “Onun yoluna çıkacağım ve saptıracağım” diyen bir varlık. Şeytan musallat olup sizi alt edemese dahi, başkasını etkiliyor ve sizinle çatıştırıyor. Şeytanın yardımcıları vardır. Her insanın zayıf noktasını bilir ona göre saldırıda bulunur.

Dünya gerçeği bu.

Bu dünyada yaşayacak insan ve “Rabbi’nin istediği insan” olacak.

Bu ölçüler Kuran’da var, Rasulullah’ın Sünnetinde var. Dediğimiz gibi Rabbimiz sözümüzden çok icraatlarımıza (Muamelat) bakıyor. İman ettim dediği Rabbin sözünü ne ölçüde dinliyor ona bakıyor.

Namazdan çıkıp, sokağı kirleten, hemen camiden çıkar çıkmaz dedikoduya başlayan insan kıldığı namazını da test etmelidir. Hâlbuki düzgün kılınan namaz onu bu çeşit hareketlerden geri koymalıydı.

“Amentü” dedikten sonra, çalıştırdığı işçinin kul hakkını çiğneyen insan, ya da zekat verirken fakirin hakkından çalan insan, “Ahirete iman”ına bir kere daha bakmalıdır.

Şunu bir kere daha ifade edebiliriz:

 İslam’ın amentüsü bir hayat tercihidir. Bir hayatı yaşamak üzere yapılan sözleşmedir.

Yaratan tarafından nasıl bir hayat isteniyorsa onun farkında olmak ve onu yaşamaya gayret etmektir.

Rabbimiz uyarıyor: “İman ettik demekle bırakılıvermek” yok.

---İmtihan var. Sıkıntılara karşı direnç gösterebilme gücümüzün sınanması var.

Ahirette büyük muhakemeden yüz akı ile çıkabilmek dünyada yüz akını hak etmekle mümkün.

Değerli Okuyucularımız!

Rabbimiz bizlere bu zorlu imtihandan başarı ile çıkmayı nasip eylesin. Sözde değil özde iman edebilmeyi nasip eylesin. Başka bir sayıda buluşmak dileği ile Allah’a emanet olunuz.