"Şahinkaya ya, Alara ya, Gündoğmuş'a Dokunma"

köşe Yazısı  (Zeki Demir) Dokundurmalar "Şahinkaya ya, Alara ya, Gündoğmuş'a Dokunma" Kurtuluş Savaşı gazisi Rahmetli Ali Çavuş (Ali Açıkalın) ın iki hanımın dan olan 4 ü erkek 12 si kız 16 çocuğundan

köşe Yazısı  (Zeki Demir)
Dokundurmalar

"Şahinkaya ya, Alara ya, Gündoğmuş'a Dokunma"

Kurtuluş Savaşı gazisi Rahmetli Ali Çavuş (Ali Açıkalın) ın iki hanımın dan olan 4 ü erkek 12 si kız 16 çocuğundan biri olan Rahmetli anamın doğup büyüdüğü topraklar Gündoğmuş, Köprülü (Girenas) nahiyesinden gazeteci arkadaşım Mesut Uygur "abi, Mevlüt Güven amca ile pazar günü Cündere ye gidecez, Mermer ocağı açacaklarmış, basın açıklaması var" diye aradığında içim kıpır kıpır etti.
Pazar günü Gündoğmuş Gönüllüsü Yeminli Mali Müşavir, çok sayıda sivil toplum örgütü üye ve yöneticisi, gönül insanı, bilgi yüklü insan, CHP Alanya eski ilçe Başkanı Mevlüt Güven, parti Konaklı Başkanı Nihat Ateş ile Kadıpınarı Vadisini geride bırakıp, Torosların yamacına sırtını vermiş Bademağacı, Avcılar köylerini geride bırakıp, meşe, maki ve çamlarla kaplı koyakları, vadileri yarıp geçen Taşatan Yolundan devam ettik.
Bahar kendini yeni yeni hissettirmeye başlasa da Torosların zirveleri bembeyaz kara teslim olmuş. Beyaz güzellik Torosların zirvelerinden, beyaz bir gelinliğin rüzgarda savrulan etekleri gibi, dağların zirvelelerinden eteklerine doğru salınıp inmiş..
1840 rakımlı Hacıbeleni bembeyaz kar altında, çam, ardıç, ladin ağaçları karın içinden fışkırıp çıkmışlar, güneşe gülümsüyor yemyeşil dalları, yaprakları.
Hacıbelenin de kara bata çıka anı fotoğraflarımızı çekinip aracımıza binerken, gözlerim uçsuz bucaksız uzayıp giden Malan Kıyağı(vadisi) nı izliyor. Geride apak kar yığınları altında Giği dağı... İşte karşımda yamaca sırtını vermiş anamın köyü Köprülü (Girenas)... Yarısı terkedilmiş, yıkık virane evler, az miktarda insanın yaşadığı boşalmış kocaman bir yerleşim yeri.
Tam karşısında kar yığınları altındaki Torosların eteklerinde Çaltı, Eskibağ, Balkaya (Semet) köyleri.
Pınargözü Yaylasından aşağı inerken durup bölgeyi kameraya kaydediyorum. Mevlüt Güven abi, yanında Eskibağ lı Nihat Ateş ile birlikte bana ve Mesut Uygur a açıklama veriyor. "Şu karşıda görülen yer Eskibağ, bakın köyün içinde, üst yanındaki dev kayalara, Şahin Kayaları denir oraya, özel bir firma gelmiş, mermer arama bahanesi ile çalışma başlatmış, delikler delmiş, dava açtık" Nihat Ateş tamamlıyor. "Orada ören yerleri de var, eskiden bir kavim yaşamış. Tarihi evler, yıkıntılar var."
Köprülü nün yukarı mahalle yolundan geçip giderken, koşan, oynayan, eski, paslı tahta çardaklardan bakan çocukların yüzünde anamın çocukluğunu arıyordum sanki..
Cündere da, dünyaca bilinen Uçansu Şelalesi yakınından akıp giden Alara Çayı üzerindeki Koca Köprü de toplanmış bölge köylüleri ve muhtarlar. Nasırlı eller, renkli kartonlara yazılmış dövizler tutuyor. Boynuna taktığı Atatürk fotoğraflı kravatı ile Köprülü Muhtarı Ayhan Yılmaz, canla başla koşturuyor, HES in, taş ocağının, mermer ocağının risklerini anlatmaya çalışıyor. Onbeş kadar köy muhtarı da orada. Köprülü, Eskibağ, Balkaya, Bedan, Karaköy, Akyar, Çündere, Senir, Eskibağ, Ortaköy, Narağacı köyü Muhtarları da orada...
Mevlüt Güven uzunca bir konuşma yapıyor. Bölgenin özelliklerini, güzelliklerini, mermer ocağı, taş ocağı yapılırsa yaşanacak olumsuzlukları anlatıyor.
"Alara Çayı üzerinde bir çok noktada HES yapmaya çalıştılar. Mücadele ettik, mahkemeyi kazandık. Umutsuz olmayın, bu oyunu da bozacağız. Doğamızı talan edip bölgeyi yoksulluğa itecek özel firmalara sesleniyorum. Şahinkaya dan, Alara Çayından, Gündoğmuş dan çek ellerini"
Muhtarlar, köylüler rahatsız, bilinçli toprak insanı huzursuz.. Doğa sevmez rantçılar aç kurtlar gibi, Gündoğmuş da da güzellikleri yok etmek, halkı yokluğa yoksulluğa mahkum etmek, onarılması yüz yıl sürecek onulmaz darbeler vurmak için gözünü dikmişler.
Ama Gündoğmuş'un eli nasırlı toprak insanları bölgesine sahip çıkmak için mücadele veriyor. Daha önce Alara Çayı nı kurtardığı gibi Şahinkayasında tarihi ören yerinde mermer ocağı açılmasına izin vermeyecek...
Bakışlar, gözler ve sözler bunu söylüyor..
Daha aydın, daha yeşil günlerde buluşmak umuduyla...