SAVAŞIMIZ EV VE EVLER DEĞİL SEVGİ OLMALI (2)

SAVAŞIMIZ EV VE EVLER DEĞİL SEVGİ OLMALI (2)   Kul olmak hatayı, hataları beraberinde getiriyor

SAVAŞIMIZ EV VE EVLER DEĞİL SEVGİ OLMALI (2)

 

Kul olmak hatayı, hataları beraberinde getiriyor. Ama insan anlatamaz kendini... İyiyim desen övdü derler, kötüyüm desen "Hayır kötü değilsin" demeni beklediğini düşünürler. O yüzden benim anlattığım kadarıyla bilin siz, sevecekseniz öyle sevin ya da sevmeyin, ben severim onu. Bencillik var sonuçta hepimizde... "Şimdi bizden önce yaşayan insanların ömrü uzunmuş. Bazıları dört yüz, beş yüz yıl yaşıyormuş. Ömürler kısalmaya başlayınca, insanlar altmış, yetmiş senede ölünce bunlar demişler ki: 'Acaba bu altmış, yetmiş sene yaşayan insanlar da bizim gibi bir ev, bir yer sahibi olma mücadelesi verecekler mi?' Sorunun cevabı bizlerde tabii ki... Evet, vereceğiz, hem de öyle vereceğiz ki gözümüz yanı başımızda olanları görmeyecek. Açlıktan ölen çocukları görmeyecek. Savaşta katledilen insanları umursamayacağız. Zaman bize bunları sunmuyor, biz zamanı bu şekilde değerlendiriyoruz. İyilik yapmak isteyen her zaman bir yolunu bulur ama senin mücadelen kısacık ömründe başını sokacak bir evse sadece, işte senin savaşın orada bitiyor. Bitiyor dediysek ilk ev için olan savaşın bitiyor. Bunun ardı gelmez. İkinci ev, üçüncü ev, bir tane oğluma, bir de torunuma...

    Bizler savaşı bitmeyen insanlar olmalıyız ama savaşımız ev ve evler olmamalı. Savaşımız dünyadaki bütün çocuklara çikolatanın tadını öğretmek olmalı. Televizyonlarda görüp ağlayan, ömrü boyunca reklamlardaki çikolatayı yiyemeyen çocuklara 'Al çocuk, bu senin hakkın. Özür dilerim senin hakkını çaldırdığım için. Özür dilerim sana bir çikolata değil de, kendime sayısız ev aldığım için. Hadi beni affet affedebilirsen' demeliyiz."
Ve sen çocuk üzme beni, sen küçük hayalli insanlardan olma. Sen başka bir adam ol. Aslında aşk var ama aşkı sunacak insan bulunmuyor. Tam bir şeyler hissediyorsun, sonra; "Bu da mı gol değil be, bu da mı yanlış insan"... Birini sevmişsindir ve açık bir yara gibidir, belki de ondan sonra başlamıştır yanlışlar... Doğru olan insan o yarayı açandır ve yanlışlar onu götürmek için gelmiştir hayatına ama hangi yanlış yaralarını sarar ki? Sen bırakırsan düşmem, ben istersem düşerim. Kimse kimsenin eline muhtaç değil, fazlasıyla yetiyoruz kendimize... Yaşamak için yaptığımız fedakarlıklarla yaşadıklarımızdan çalıyoruz. Aslında Herkesin ulaşmak istediği şeyler var ve bunlar bitmez. Ölene kadar bitmez. Dünyayı da kurtaramazsın zaten gücün yetmez.


 Belki de bulman gereken tek şey her geçen an daha çok yabancılaştığın kendinsin.

 

            Haftaya görüşmek üzere...

            Hoşçakalın..