BİR YILIN MUHASEBESİ-YILBAŞI

  Değerli Okurlarımız! Önümüzdeki günlerde yeni bir yıla gireceğiz

 

Değerli Okurlarımız!

Önümüzdeki günlerde yeni bir yıla gireceğiz. Bu makalemizde miladi yılbaşı bizim için neler ifade ediyor, kutlama yapabilirmiyiz dinimiz buna izin veriyor mu bunu ele alalım istedik.

İnsan, yaratılışının gereği olarak dikkat, düşünce ve heyecanını gelecek üzerine yoğunlaştırmaktadır. Oysaki geçmişteki olumlu ve olumsuz davranışları değerlendirmeden geleceğin planını yapmak mümkün değildir. Bunun için bir yıllık zaman insan ve toplum hayatı açısından son derece önemlidir. Geçmişin muhasebesini yapmadan geleceğin hareket tarzını belirlemek doğru olmaz. Bu nedenle yazımızda günümüzdeki fert ve toplumun zihninde oluşan “Yılbaşı” imajından söz etmek istiyorum.

Yüce Allah insanın zaman ve olaylar karşısında aldığı psikolojik tavrı şöyle açıklamıştır: “Gerçekten insan, pek hırslı ve sabırsız yaratılmıştır. Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder. Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir.”( Meâric, 19-21) “... Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.”(  Nisa. 282) Aynı surenin devamındaki ayetlerde ise; namazlarını sürekli kılanlar, mallarının zekâtını verenler, ahiret gününe inananlar, namus ve iffetini koruyanlar, aşırılıklardan sakınanlar, doğru şahitlik yapanlar, emanete ve ahde vefa göstermek gibi özellikleri taşıyanlar övülmüşlerdir.(  Meâric, 22-33.) Gerçekten günlük hayata bakıldığında insan aynı rolü oynamaktadır. Acı, üzüntü, geçimsizlik ve hastalık gibi problemlerle yüz yüze geldiğinde çıkış yolu için yalvarır durur. Zamanın, ibadetin, itaatin, sağlığın ve huzurun değerini dilinden düşürmez. Fakat rahatlığa kavuştuğunda ise, olup bitenleri çabucak unutuverir. Zevk ve eğlenceye dalar. Elbette insan bir melek değildir. Daima hayır çizgisi üzerinde bulunması beklenemez. Hayır, işleyebileceği gibi hata ve yanlışlıklar da yapabilir. Fakat önemli olan insanın organizeli bir biçimde hata ve yanlışlıklarda ısrar etmemesi, özellikle öncü ve kötü örnek olmaktan kaçınmasıdır.

Değerli Okuyucularımız!

Günümüzde maksadını aşan uygulamalardan biri de yılbaşı gecelerindeki aşırılıklardır. Elbette bir yıl, insan ve millet hayatında önemli bir zaman dilimidir. Böyle bir mutluluğu yaşamış olmak Allah’ın bize bir lütfudur. Yeni bir yılı idrak etmenin sevinç ve heyecanı da makul ölçüler içinde kabul edilebilir. Fakat aşırılığın da ötesine geçerek, iki yılı birbirine bağlayan bu zaman köprüsünde cinnet geçirmişçesine işlenen yanlışlara, hatalara ve yapılan lüks harcamalara anlam vermek mümkün değildir. Aşırılıklar ve hurafelerle dolu bu tür kutlamalar Hıristiyanlarca dünya gündemine yerleştirilmiştir. Dinimizin bunu hoş görmesi ve benimsemesi mümkün değildir. Her yıl 25 Aralık Hz. İsa (a.s.)’ın doğumunun yıl dönümü kabul edilerek bir hafta boyunca çeşitli etkinliklere yer verilmektedir. Katolik ve Ortodoks kiliseleri de bu olayı sahiplenmek suretiyle Hz. İsa (a.s.)’ın doğumunun hatırasına bu süre içinde üç dinî ayin gerçekleştirmektedir. Aynı hafta içinde Noel yortusu dolayısıyla çam ağaçları kesilip cadde, balkon ve evler süslendirilip ışıklandırılmaktadır. Milyonlarca liralık boşuna israf yapılmaktadır.

Alışılagelen yılbaşı gecelerinin etkisinde kalınarak hindi tüketimine, çam kesimine, Noel Baba efsanesine, içkiye, uyuşturucuya, lüks ve çılgınca eğlence önceden reklamlar yapılarak davetiye çıkarmak, örf ve adetlerimiz bir yana, millî birlik, beraberlik ve ülke menfaatine ters düşmektedir. Bu gün Kudüs Müslümanların kanayan yarası olmaya devam ederken, Milyonlarca Suriyeli, Arakanlı kardeşlerimiz mülteci konumuna düşürülerek mülteci kamplarında yaşam sürmeye mahkum edilmişken ve daha milyonlarca Müslüman kardeşimiz açlıkla kıtlıkla boğuşurken ve bunu Müslümanlara reva gören gayri Müslimler iken ve bu kutlamalar bizim kültürümüze ait değilken, bizim zevkle yılbaşı kutlaması adı altında gülüp eğlenmeye kahkahalar atmaya hakkımız olmaması gerekir.Gerçekten yapılması gereken geçmişimizin muhasebesini yapmak ona göre geleceğimizi şekillendirmektir.Yazımızı sonlandırırken Rabbimizden temennimiz gelecek yılımızı geçmiş yılımızdan daha güzel eylesin.İslam dünyasına barış ve sükun hakim olsun.Başka bir makalede buluşmak dileği ile Allah’a emanet olunuz.  Sinan ÇETİN -  Gündoğmuş İlçe Müftüsü