TACEDDİN ÖZEREN'İ HAK'KA UĞURLADIK.

'GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER

“GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER.”

TACEDDİN ÖZEREN’İ HAK’KA UĞURLADIK.

Tacettin Özeren. Hakka yürüdü. Allah gani gani rahmet eylesin. Başta ailesi, akrabaları, dostları Gündoğmuş halkının başı sağ olsun. Makamı cennet olsun.

Ölüm, imanlı bir insan için; geçici bir ayrılıktır. Bir mekân değişikliğidir. Vazifeden paydostur. Ahirete giden bütün dostlara kavuşmaktır. Allah’ın rahmetine kavuşmaktır. Ruhlar âlemiyle başlayan dokuz kademeli uzun bir yolculuğun sonda üçüncü basamağıdır.
Vefat eden bir yakınınız ise veya onu yakından tanıyorsanız, onunla kafa ve gönül birliğiniz varsa, pek çok meziyet ve faziletlerinin şahidi iseniz, onunla birlikte içinizden mutlaka bir şeylerin kopup gittiğini hissederseniz. Hele bu vefat, İman ve Kur’an dâvâsının önemli bir mensubu ve örnek olabilecek bir şahsiyeti ise içinizdeki boşluk daha da derinleşir.

Merhum Taceddin Özeren Gündoğmuş’ un yetiştirdiği önemli bir bürokrat, değerli bir fikir ve dava adamıydı. Merhumla benim irtibatım ailesiyle yakın ilişkimle başlamıştı. Kendisi 1980 li yıllarda Antalya İmam Hatip Lisesinde talebelerimizdendi. O zamandan beri Risalei Nur sohbetlerinde aynı dava ve çizgide bir beraberliğimiz vardı. Bu beraberlik ahirette de aynı şekilde devam edecek inşallah.

Merhum Taceddin Özeren mizaç olarak çok sakin, devamlı güler yüzlü, nazik ve kıymetli bir değerdi.
Üniversiteyi bitirdikten sonra Türkiye’nin çeşitli yerlerinde mülki idare de kaymakamlık ve vali muavinliği görevlerinde bulundu. En son görevi Isparta vali muavini iken 15 Temmuz menhus hareketiyle yok yere suçlandı, itham edildi ve İki aya yakın maalesef hapiste tutuklu kaldı. Sonrada beraat etti.
O devlet ve milleti için asla yüz kızartıcı ve zararlı bir suç işlemedi ve tahribatlara alet olmamıştı. Fakat kaderin hükmü ve adaleti Malum kalkışma harekâtında büyük bir haksızlığa, gadre, çok büyük bir itham ve zulme uğradı.
Tutukluluk sürecinden sonra telefonla ve yüz yüze görüşmemizde aynen şunları söylemişti. “Hocam kaderin hükmüdür, demek ki bazı günahlarımız varmış ki Cenabı Hak bana böyle bir muameleyi tattırdı. Ben Üstad Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin Medrese-i Yusufiye dediği hapishanede devamlı Kur’an okudum. Risalei Nurları okudum. Geçmiş kazaya kalmış ibadetlerimi kaza etme fırsatım oldu. Herhangi bir pişmanlığım bir devlete karşı kötü bir niyetim ve fiilim olmadı buna şükür ediyorum.” Diyerek kazaya rıza ve kadere teslimiyetini ifade etmişti. Ona yapılan bu zulüm ve işkencenin tesiriyle erken yaşta hayat yolculuğunun dünya serüvenine son verip ücret diyarı olan ahiret âlemlerine kanat açtı. Ruhu şadolsun.
14 Kasım 2018 Çarşamba günü ana, ata ocağı Gündoğmuş merkez Cempaşa Camisinde Öğle namazını müteakip kılınan cenaze merasiminde Gündoğmuş’ta görülmemiş bir kalabalık vardı. Bu manzara onun iyi bir insan, tahkiki iman sahibi bir mü’min olduğunun en güzel delili ve şahidi idi. Bu büyük cemaat ona “helâllık” verdi. Devlet ricali en yüksek kademede oradaydı. Manevi din kardeşleri oradaydı. Gündoğmuşluların kahir ekseriyeti oradaydı. Bu kalabalık ve şahitlik onun değeri hakkında yeteri derecede bir fikir verdiğinin altını çizmek istiyorum.

Hayat gibi, ölüm de Allah’ın bir emri ve nimeti. Evet ölümün bir soğuk yüzü ve yanı var. Üzülmemek elde değil. Ama imanlı insanlar için ölüm, bir sönüş, yok oluş, çürüme ve kaybolma değildir. Aksine bir çekirdek olarak kabre girme o yer altı tünelinden “bostanı cinan denen ahiret ve cennet hayatına giden yolun başlangıcıdır. Cenabı hak Kur’an-ı Kerimde; “her nefis ölümü tadacaktır buyuruyor.” Kâinatın efendisi Peygamberimiz Hz Muhammed, bir hadisinde; “lezzetleri tahrip eden edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz.” buyuruyor. Bu dünyada inanan insanlar için en değerli şey, imanla kabre girebilmektir. Ne mutlu böyle ölümü tadanlara.
Cenabı hak İmanla yaşayıp o inanç ve çizgide teslimi ruh eden bütün geçmişlerimize ve bu değerli insana rahmetiyle muamele etsin, taksiratlarını affetsin, makamlarını cennet etsin ailesine akrabalarına ve dostlarına ve sevenlerine sabrı cemil ihsan eylesin hepimizin başı sağ olsun. Amin NEJAT EREN ANTALYA