UMUT

UMUT Umutlu olmak, olumsuz giden şeylerin son bulacağına inanmak, her şeyin tekrar yola gireceğine olan inancı hep taze tutmaktır. Öyle ki; Hatırlanacağı üzere Ak Parti Gündoğmuş adayının belirleme sürecinin uzaması halk arasında bir hayli sitresli günlere gebe olmuştu. Bu sonuç ile önceki dönem ve bu dönem seçimleri arasında özellikle dikkatimizi çeken iki şey oldu.

UMUT

Umutlu olmak, olumsuz giden şeylerin son bulacağına inanmak, her şeyin tekrar yola gireceğine olan inancı hep taze tutmaktır. Öyle ki;

Hatırlanacağı üzere Ak Parti Gündoğmuş adayının belirleme sürecinin uzaması halk arasında bir hayli sitresli günlere gebe olmuştu. Bu sonuç ile önceki dönem ve bu dönem seçimleri arasında özellikle dikkatimizi çeken iki şey oldu.

Birincisi;

İnsanların duygu dünyasının çok değişken olduğu görsellere ve duyumlara çok çabuk inandığı. Bu sebepledir ki, “Ne söylersek söyleyelim, insanların kendi sesinden başka bir şey duymadığını, anlamak istemediğini fark ettik.” Çünkü çok kişi sürekli şu cümleyi kurdu. “Sen ne dersen de aday o, kesin. Baksana Antalya’ya gitti. Ankara’ya gitti. Haber gelmiş. Biliyorum ben. Şunu dağıttı. Bunu yaptı. Yüzü gülüyor, vs. vs.”

İkincisi;

Bizim burada namaza gittiğimiz bir cami cemaati var. Bence hepsi şakacı, aynı zamanda mütevazi ve eğlenceli insanlar. Ama içlerinden özellikle birisi var ki, abartısız söyleyebilirim bunu son iki aydır günün 5 vaktinin dördünde ya cami de, ya cami girişi ya da cami çıkışı, daha da olmadı ofisin önünden geçerken beni göremez ise ofisin çamından içeri bakar kapıyı acar ve şu soruyu sorardı.

“İyi bir haberin var mı?”

Bu ne demek biliyor musunuz? Mevcut belediye başkanını istemiyorum.

Merak edenler için diyelim, kendisine “ustam derim hep.”

İşte son iki ayın 5 vaktinin dördü böyle geçmişti. Ve ustama genelde hep şunu derdim. “Rahat ol, gönlünü ferah tut. Bakma sen kimin ne dediğine. Böyle dediğim de bana sen beni kızdırıyorsun derdi hep.” Tabi bana da bu sözü sonrası, hep tatlı bir tebessüm ve gülümseme gelirdi. Ben gülümseyince de, usta da bazen güler, bazen de üzüntülü ve mutsuz bir şekilde yavaş yavaş giderdi. O günler böyle geçti. Bu da bende hiç unutamayacağım bir anı olarak kaldı diyebilirim.

Bütün bunlar, insanların gözlemleme, sorgulama noktasında, hatalı ve eksik bir denklem kurduğunu gösteriyor.

Birde “YÜZDE BİR VAR ve RESMİ AÇIKLAMAYI BEKLEYİN” var

Ney mi? İki aydır sonuç açıklanıncaya kadar bekleyin diye değindiğim bir konu.

Malum. İlçede herkesi en çok yoran Ak Parti’den sekiz aday adayı çıkması ile sonucun ne olacağıydı. Eee bunu da soranlara özellikle söylediğim bir şey vardı. “Bana sorarsanız şansı yüzde bir demiştim mevcut belediye başkanı için. Ve bize inanmayanlar o ara bir hayli çoktu tabi ama onlara şöyle bir soruyu sormuştum. Resmi bir açıklama geldi mi? Hayır. O zaman resmi açıklama gelinceye kadar bu söylenenlere, duyduklarınıza ve gördüklerinize inanmayın. Sizlere tavsiyem son ana kadar bekleyin demiştim hep.” Ama inanmadılar, inanmak istemediler. Şimdi ise sonucu hep beraber gördük. Arada kendi aramızda bu konuyu konuştuklarımız ile gülüyoruz.

Buradan şunu da bir dip not olarak ifade edelim. Mesleğimiz gereği farklı olaylar ile ilgili birçok bilgi bize de geliyor elbet. Kendi araştırmalarımız, önemli konularda nete yakın aldığımız bilgiler, öğrendiklerimiz oluyor. Ama bize göre hiçbir bilgi kaynağının güveninin zedelenmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. O yüzden de kişiler, kurumlar bizlere güven duyuyorlar. Bizler de bu olayları ve durumları o kişi ve kurumlara zarar vermeden, toplumu ve halkı germemeye, mesleğe ve şahsımıza olan güveni sarsmamaya dikkat edip gelişi güzel yazıp çizmiyor, söylem kullanmıyoruz. Basın olarak bilgi ve düşünceleri, serbest olarak toparlayıp, yorum ve eleştiri katarak kamuoyunu en doğru şekilde bilgilendirme görevini yerine getirmeye çalışıyoruz.

En baştan buraya kadar olan yazımdaki sözün özü “Umudunuzu ve ümidinizi ve bir şeyin sonunu görmeden” hiçbir zaman erken havlu atmayın.

Unutmadan şunu da söyleyelim. “VİZYONSUZLUK”

Evet, bence sınıfta kaldılar.

Kimler mi?

Hani bizim şu ana kadar isimleri açıklanmış üç tane güçlü partinin adayı var ya, onlar ne diyordu. “DEĞİŞİM”

Herkesin bildiği gibi geçtiğimiz günlerde, farklı zamanlarda İYİ Parti, CHP ve AK Parti’nin aday açıklamaları oldu. Hepsinde de gözlemlediğim ve dikkatimi çeken bir şey vardı. Gündoğmuş’umuzun toplumunun ileri gelenlerinden olsun, esnaflarından olsun ya da ilçenin basını olsun?

Kim vardı? Hiç kimse!

Sözde, değişim, yenilikçilik, herkesi kucaklama, en iyisini biz yaparız gibi sıcak ve olumlu mesaj veriyorlar. Ama uygulamada yoklar. Nasıl inanalım.

Bu mu Vizyon? Bu mu değişimden anladıkları?

Daha yolun en başında, hem başkan adayları, hem de ilçe yönetimleri bu davranışları ile bir Vizyonsuzluk örneği sergilediklerini düşünüyorum. Kısaca halkın dilinden ve duygusundan çok uzaktalar.

Öyle ki;

İlçemizde son günlerde üzüntülü ve acılı ailelerimize karşı olsun, son on yıldır yanında görev yaptığı belediye başkanı Mehmet Özeren’e karşı olsun, bu vefasızlık ve tavır doğru değildi Ali Başkanım. İnsan bir yarışı kazandığında elbette ki sevinir ve sevincini paylaşabilir. Bu en doğal hakkıdır. Ama biraz empati yapmakta fayda var. Ve bunun dozunu doğru şekilde ayarlayarak dengeli gitmek, vicdanları yaralamamak, gönüllere dokunmaktı doğru olan. İnanın halktaki karşılığınız daha fazla olurdu.

“YANLIŞTI”

Ali Gülen’in adaylığının açıklanmasının ardından birkaç gün sonra (Pazartesi günü) ilçeye kornalı, davullu zurnalı girişi ve attıkları tur çok yanlıştı bana göre. Öyle ki şahsım olarak kendim de katılım gösterecek iken, sezgi mi diyelim yoksa başka bir şey mi bilemiyorum ama böyle bir durum olabilir diye gitmekten vaz geçmiştim. O gün iyi ki gitmemişim dedirttiler hani. Böyle yapmak yerine, Ali Başkanın yerine ben olsaydım, herkesi önceden uyarır, korna ve davul çaldırtmaz, slogan attırmazdım. Ve İlçenin hemen girişinde araçtan iner parti binasına kadar esnafları selamlayarak yürür, İlçe teşkilatı önünde sade ve toplumun tamamını kucaklayan kısa bir teşekkür konuşması yapar, belediye başkanını, adayları ve bu güne kadar beraber yürünülen yol arkadaşlarını onure eder, halkın değişime olan inancını ve güvenini sarsmazdım. Bütün bunları yaparken de olayların doğru anlaşılmasında rol alan, çalışma yapan, kamu görevi yürüten basını da yanımdan ayırmazdım ki artık bir şeylerin doğru şekilde değişmeye başlayacağını bu ilçenin insanlarına, gurbettekilere anlatalım. Ama maalesef toplumun önüne geçen figürlerde doğru olanı yapmaktan çok uzak, yanlış davranış sergilemekteler.

“Bizden söylemesi!”

Hata yapmayın derim. Öyle ki bu seçimi iyi olan değil, hata yapmadan yol yürüyenler alacak gibi bana göre. – Mesut Uygur

Buradan aday çıkaran bütün partilerimize ve başkan adaylarımızın hepsini tebrik eder, başarılar dilerim. Kalın sağlıcakla…

 

 

UMUT