USLÛB, SABIR, YARDIMLAŞMA, MERHAMET, İFFET VE GÜZELLİKLERE BAK..!!!!

'GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER

“GÜZLE KÖŞKÜNDEN ESİNTİLER.”

USLÛB, SABIR, YARDIMLAŞMA, MERHAMET, İFFET VE GÜZELLİKLERE BAK..!!!!
Farklı bir asır farklı bir zaman, farklı bir tolum ve farklı anlayışalar asrındayız. Kur’an’da ve hadsî şeriflerde “Ahir zaman” olarak geçen bu zaman çizgisine Bediüzzaman Said Nursî: “Helâket felâket asrı der. Gerçekten hemen hemen bütün manevi esas ve temellerin sarsılıp, erozyona uğradığı, zulmün, terörün, hilenin, itimatsızlığın arttığı bir zamanda yaşıyoruz. Elbette ümitsiz değiliz çok iyilikler ev çok iyi insanlar da aza değil. Zaten kötülük galip geldiği an kıyamet kopacak.

Korona Virüs te sanki “Ahir zamanın” bir dehşetli habercisi kimliğinde görünüyor. 

Akıl ve mantık sahiplerine düşen şahıs ve olayları bütün bu mevcut olumsuzlukların etki ve tesirinden  uzak kalarak sağlıklı ve olumlu bir şekilde düşünüp değerlendirebilmektir.

İşte sabrın, soru sormanın, merhametin, sadakatin, gerçek olmanın gereğine işarete den bir ibretli hadise.

Adamın biri mahalle bakkalına girer ve elma ile muzun fiyatını sorar.
Bakkal: “Muz sekiz lira, elma da altı lira...” der.
Tam o sırada bakkalın tanıdığı aynı mahalleden bir bayan içeri girer, o da elma ve muzun fiyatını sorar.
Bakkal: “Muz üç lira, elma da iki lira...” der.

Kadın, "Elhamdülillah” der ve birer kilo meyve alır...
Bakkalın yaptığını şaşkınlık içinde izleyen adam öfkelenir ve bakkalla tartışıp kavga etmek ister.
Ancak bakkal göz işaretiyle az sabretmesini ve kadın gidinceye kadar beklemesini söyler...
Bakkal meyveleri kadına verir ve kadın sevinç içinde:“Allah’a şükürler olsun ki çocuklarım meyve yiyecekler.” Der.
Ardından da çıkıp evinin yolunu tutar...

Her ikisi kadının Allah'a nasıl şükrettiğini gördüler...
Sonra bakkal, müşteriye döner ve şöyle der: “Allah'a andolsun ki, ben seni aldatmadım ve meyvelerin gerçek fiyatını söyledim sana!”
“Ancak bu kadının dört yetim çocuğu var, kimseden de yardım almıyor, geçimini az geliriyle sağlamaya çalışıyor. Ne zaman kendisine, "Bakkaldan istediğin ne varsa bedava alabilirsin." dediğimde rahatsız oluyor. İşte ben de ona yardımcı olmak ve az da olsa sevap işlemek için ucuz fiyatlar veriyorum.”

“Ben Allah ile bir muameleye girişmişim ve O'nun rızasını kazanmak istiyorum... Gördüğün bu kadın haftada bir gün buraya gelir ve Allah'a andolsun ki, benden gelip bir şeyler aldığı her seferinde ben o gün daha çok kâr ediyorum ve nasıl olduğunu, paraların bana nereden geldiğini de bir türlü bilemiyorum; o günkü kazancımdan bereket yağıyor yemin ederim...”
Bakkalın dediklerini duyan müşteri gözyaşlarını tutamaz! Bakkala sarılıp yaptığı bu güzel işten dolayı alnını öper!..
Sonuç:
- Allah'a nasıl borç verirsen aynısıyla, hatta kat kat fazlasıyla verdiğini geri alırsın, hem bu dünyada hem öbür dünyada.
- Ama yine de sen geri almak için verme; sırf Allah rızası için ver._
Dünyada böyle bayanlar, böyle bakkallar, böyle müşterilerden çok var. İbret, nezaket, namus, hayâ az da olsa keyfiyeti ve ağırlıkları çok çok fazladır!

Ne mutlu böyle bahtiyarlara.

Yardım eden,  yardımı seven kul ve vatandaşlardan olmak dilek ve temennisiyle.  NEJAT EREN GÜZLE-GÜNDĞMUŞ-ANTALYA